Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
S I N I R L A R I N I Z I B İ L İ N.! Fazıl Say, Dünya Çapında Bir Müzisyendir... Nokta... Bu Tabir Bana Aittir: Say, Sağır Ve Dilsiz Bir Piyanoyu Konuşturabilir... Müzik konusundaki sözlerinin üstüne söz söylemek, bu konudaki eylemini küçümsemek, ukalalığın daniskasıdır. Ama Fazıl'ın doktorluğu hiç iyi değildir. Hemşirelikten de anlamaz. Otomobil bile tamir edemez. Fazıl Bey, inek sağamaz, tarlada çapa yapamaz. Mühendislikten ise hiç çakmaz. İki kere iki kaç eder, belki onu bilebilir ama integral ve türev alamaz. Mimarlıktaki notu sıfırdır. Kimya bilgisi sıradandır; bu yüzden molekülleri atomlarına ayıramaz. Resim, heykel ve diğer sanat dallarındaki bilgisi en fazla sizin kadardır. Ekonomi bilgisini varın siz tahmin edin. Siyaset biliminde ise hiç konuşamaz.! O konudaki karnesi, adeta benim edebiyat konusundaki durumumu andırır... Dolayısıyla; “Sanatçılar Girişimi” veya “Aydınlar Bildirisi” gibi adlarla yayınlanan bildirilerde imzasının olması, o bildirilere bir değer katmaz... Aynı şekilde, o bildirilerde imzası olanlarla aynı kantarda da tartılamaz.. Fazıl Say, iyi bir müzisyendir o kadar. Bize siyaset öğretecek kadar ne tecrübeye ne de bilgiye sahiptir. Bu konuda bir eğitim aldığını da sanmam. Olsa olsa bizden öğrenecekleri olabilir... Gelelim yazar Nihat Behram'a; Nihat Behram çok iyi bir şairdir, sözcükleri mermi gibi kullanır... Akademisyen olan abisi Ataol Behramoğlu'nu bazı yollarda sollayabilir. Daha iyidir diyenler de var! Belki de çok gerisinde kalmıştır kim bilir, onu saptamak uzmanlarının işidir, bize düşmez. “Behramoğlu” soyadı yerine, neden “Behram” soyadını kullanır, o da bizi ilgilendirmez. Nihat Bey'in, abisi ile “Saray Savaşı” konusunda farklı düşündükleri açıktır. Aynı şeyleri de düşünmüş olabilirler. O da çok önemli değildir. İnsanlar bazen yanlışta birleşebilirler... Kısaca söylemek gerekirse, Nihat Bey'in durumu da Fazıl Say'ınki gibidir... Birinin uzmanlık alanı müzik, diğerinin şiirdir. Siyasi analiz ve değerlendirmeler yapmak onların işi değildir. O konuda senin benim gibidirler... Sözcükleri ve notaları yerinde ve etkili kullanabildikleri için, siyasi tespitleri bizden üstün olamaz!. Nitekim, “sol” adına savruldukları kulvarda, emperyalizmle aynı safta düşmüşlerdir.! Yazık ki ne yazık... Bu tespit de bana aittir. Türk Ordu'sunun, PKK'ya (ve arkasındaki küresel güçlere) karşı başlattığı mücadeleyi küçümsemeleri kendi bilgi ve analiz yeteneği noksanlığının sonucudur. Suç ve günah değildir... Doğuda yaşananlardan tek sorumlu olarak hükümeti ve güvenlik kuvvetlerini göstermeleri bir tür şartlanmışlık sayılmalıdır. Bu öğrenilmiş çerisizlik yüzünden, hükümetin yaptığı doğru işlere karşı çıkabilirler... Bu nedenle süslü cümlelerine aldanmamak gerekir. Gerçekler er geç ortaya çıkacaktır... Birer birer de çıkıyorlar zaten... ABD, PKK ve onun Suriye Kolu PYD'yi kara gücümüzdür diye tarif etmiştir.! Fazıl ve Nihat gibilerin işi burada biter işte. Hangi safta olduklarını Pentagon açık seçik belirlemiştir. Artık; PKK'ya karşı olan mücadelenin, emperyalizme karşı mücadele olduğunu da söyleyemezler. Bu sözlerin, solculukla çeliştiğini sanırlar! Halbuki emperyalizme karşı olmayan biri, solcu olarak nitelendirilemez.! Solculuğun ilk koşulu: Antiemperyalist olmaktır. İkinci koşul: Yurtseverlik. Üçüncüsü: Emekçinin ve mazlumun yanında olmaktır. Dördüncüsü: Zalime karşı gelmektir. Dahası da var tabii... Şimdilik bu kadar yeter. Nihat Behram; diktatörlüğe, her türlü gericiliğe, feodalizme, ırkçılığa ve faşizme karşı olduğunu söylüyor olabilir. Ne güzel işte... Hatta bu sıfatları yakışır, göz dolduran bir geçmişi de olabilir. Bütün bunlara şapka çıkarırız. Lakin: Şairlik yeteneğinizi kullanarak, yeteneksiz ve bilgisiz olduğu bir konuda “fetva makamı” gibi davranamazsınız.! Sağa sola çamur atamazsınız... Yoksa saygınlığınızı yitirirsiniz. Ademoğlu Nihat Bey.! Size sesleniyorum: İnsanlara hakaret ederek, belki tatmin olabilirsiniz ama fikrini kuvvetlendiremezsiniz! Bugün için konuşacak haliniz kalmadı, galiba farkında değilsiniz.! Yoksa siz de ABD'nin “kara gücünün” bir neferi misiniz? Öyleyseniz eğer, geçin o hendeğin karşısına da oradan konuşun bakalım. Yoksul Türk halkının şehit edilen çocuklarını da arada bir anın.! Aksi halde gözünüzün yaşına bakmam; 13 şiir, 3 roman, 2 çocuk ve 3 anı kitabınızı kütüphanemden çıkarırım. Av. Cemil Can, 26 Şubat 2016 Cuma
NOT: Bu yazının arkasındaki tartışmayı merak edenler aşağıdaki bağlantıyı açarak meraklarını giderebilirler... Cemil CAN, Ankara –Mart.2016– av.cemilcan@hotmail.com http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com, Cemil CAN, Ankara –Mart.2016– av.cemilcan@hotmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP