FOUCAULT SARKACI
Foucault Sarkacı; Adını Fransız Fizikçi Leon Foucault'dan Alan, İlk Defa Deneysel Olarak Dünya'nın Kendi Ekseni Çevresinde Döndüğünü Kanıtlayan Sarkaç Düzeneğidir.
Bir sarkacın asılma noktası değiştiği halde salınımı değişmediğini gözleyen Foucault, yeterince büyük bir sarkaç harekete geçirildiğinde, bunun salınım düzeninin değişmeyeceğini, fakat yerin, yani Dünya'nın hareket edeceği kuramını geliştirmiştir.
Eğer Dünya dönüyorsa, Dünya ile birlikte sarkacı izleyen gözlemciler de dönecekler, buna karşın sarkacın salınım düzlemi hareketsiz kalacaktı.
Bu nedenle sarkacın salınım düzlemi gözlemcilere göre yavaşça hareket ediyor gibi görünecekti. Gerçekte ise, gözlemcilerin dolaysız bir yolla izlemiş oldukları olay, Dünya'nın kendi etrafında dönmesinin bir sonucuydu.
Düşünceleri ile toplumda büyük bir ilgi uyandıran Foucault'ya imparator III.Napolyon, deneyini Paris'teki büyük kubbeli Panthon binasında yapmasına izin vermiştir.
Foucault, kubbenin ortasına 67 metrelik çelik telle 28 kg ağırlığında bir demir top asmıştır. Topun alt tarafına sivri bir uç takılarak, yere serili ince kum tabakasında, bu ucun bıraktığı izlerden yararlanarak, sarkacın salınım düzlemindeki değişimin gözlemciler tarafından izlenebilmesi sağlanmıştır.
Bu tarihi deneyi izlemek için Pantheon'a büyük bir kalabalık toplanmıştır.
Foucault'nun sarkacı hareket ettirmesinden bir saat önce, titreşim ve hava akımlarına engel olmak üzere, gözlemcilerin hareketsiz ve sessiz olmaları temin edilmiştir.
Sessizce salınımına başlayan sarkacın salınım düzleminde, bir süre her hangi bir değişim gözlenmemiştir. Bu sessiz bekleyişin ardından gözlemciler, kumun üzerindeki izlerin yavaşça değiştiğini görmüşlerdir.
Sarkacın salınım düzlemi gözle görünür biçimde dönmektedir.
Bu topluluk, tarihte ilk kez Dünya'nın kendi ekseni etrafında döndüğüne tanık olmuştur. Foucault'nun 1851'de, bu deney sırasında Pantheon'a yerleştirdiği bu sarkaç hala aynı yerde asılı durmaktadır.
Kuzey Kutbu ya da Güney Kutbu'nda, bir sarkacın salınım düzlemi, altındaki Dünya dönmeye devam ederken, yıldızlara göre değişmeden sabit kalacaktır. Tam turunu tamamlaması bir gün sürecektir.
Foucault sarkacına benzeyen bir düzenekle benzeri bir deney, Foucault'dan iki yüzyıl önce 1661'de Vincenzo Viviani tarafından gerçekleştirilmiştir.
Dünya'daki pek çok kurum, müze ve laboratuarlarda, Foucault sarkacına benzeyen sarkaçlar bulunmaktadır. Hatta Güney Kutbu'nda da bir Foucault sarkacı bulunur.
Türkiye'de Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi binasında ve Ege Üniversitesi Rasathanesi, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Bilim Deney Merkezi ve Ankara'da MTA'ya bağlı müzede de Foucault sarkacı bulunmaktadır.
"Umberto Eco"nun ilk romanı olan "Gülün Adı" gibi, bu ikinci romanı "Foucault Sarkacı" da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki de en uygunu, onu bir "bilim-roman" ya da "Eco-roman" diye nitelendirmek.
"Foucault Sarkacı", çok-katlı, çok değişik düzlemlerde okunabilecek bir roman. Bu da romana, değişik açılardan yaklaşmamıza olanak veriyor. "Foucault Sarkacı", kısaca, irrasyonel düşüncenin 500 yıllık tarihinin 500 küsur sayfalık bir serüveni: Pozitif bilimin yanı sıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, Ortaçağı da kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim-büyü kardeşliğinin öyküsü.
Hüseyin IRMAK, İstanbul – Şubat.2013
http://www.medyagunebakis.com/ - <hsyirmak@hotmail.com>,
TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı
Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;
Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!
Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;
Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.
Hüseyin IRMAK, İstanbul – Şubat.2013 |