Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
ÇİFTE “STANDART” ATANLAR.!
ÖSYM Başkanı’nın açıklamalarından “tatmin” olan Cumhurbaşkanına bağlı DDK - Devlet Denetleme Kurulu, mide bulandırıcı bir açıklama yaparak keyfimizi kaçırdı.
DDK adına inceleme yapan Sayıştay Baş denetçisi Ferhat Gündüz’ün 60 sayfalık raporunda: Çeşitli sınavlarda soru kâğıtlarına sonradan müdahale edildiğinin, son yıllardaki bütün ihale ve alım satımların neredeyse tamamında usulsüzlük yapıldığının saptandığını ifade etti. ÖSYM ile iç içe çalıştığı belirlenen METEKSAN adlı yandaş şirketin çalışanlarının işlediği suçları ise müdürlerin kapattığı ortaya çıkmıştır. Bunların hepsi birbiri ile ilişkili. ÖSYM personelinin olağandışı malvarlığına vurgu yapılan raporda; METEKSAN adına çalışan geçici personelin, KPSS sınav kâğıtlarında oynama yaptıklarının, ÖSYM personelinin çocuklarının neredeyse tamamının yüksek puanlı yerleri kazandıklarının kanıtlarına ulaşılmıştır. Üniversiteye girmeden önce METEKSAN’DA geçici personel olarak çalışmak test çözmekten çok daha kolay iş.!
Raporu hazırlayan Baş denetçinin önümüzdeki günlerde görevden alınarak, hakkında “Ergenekon Terör Örgütü”ne yardım ve yataklık yapmak ve “hükümeti düşürmeye ortam hazırlamak” iddiaları ile dava açılmasına hiç şaşırmam!.. Cumhurbaşkanı ve hükümetin ağır toplarının “olduğu” tatmin bir konuda, tatminsizliği artıracak bir rapor hazırlamanın bedelini ödemeye hazırdır herhalde!.. Bizim “ileri demokrasi” mizde işlerin böyle yürümesi gayet normaldir.!.? Uygulanmakta olan hukuku siz de “anlamakta güçlük çekiyorsanız”, o sizin sorununuzdur.!
Bu rapordan sonra, gençleri kontrol edebilirsen et bakalım.! Kontrolden vazgeçtik, bundan böyle çocuklara ders çalıştırmak ne mümkün.! Ebeveynine “Karşılığını alamayacaksam niye çalışayım” diyen çocuğa, annesi veya babası ne diyebilecek? Üstelik bu durumda olanların çoğu AKP’ye oy vermiş kişiler.!
“Şifre skandalı” nın ortaya çıkmasının üzerinden bir hafta geçtikten sonra, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in yaptığı açıklamadan, işin içinde bir bit yeniği olduğu belli olmuştu. Koskoca profesör, onlarca danışmanı ile bir haftada hazırladığı açıklamayı kâğıda bakmadan anlatamadı o gün. Okurken arada bir baktığı kameralara takılan gözlerinden, söylediklerine kendisinin de inanmadığı belliydi. Nitekim sonunda “şifreleme” yapıldığını kabul etti. Ona da şükür. Yardımcısının yaptığı savunmaya bakın. Devleti idare eden irade, programı yazan METEKSAN’I kusurlu ilan ederek, bu işten sıyırma hesabı yapıyor. ÖSYM Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ensar Gül: ”Adayların bunu fark ettiğini düşünmüyoruz” diyerek, bu rezalet batağından partisini kurtarma çabası içine girdi. Hükümet adına yapılmış savunma bu kadardı: “Adayların bunu fark ettiğini düşünmüyoruz”. Peki, bu durumu, adaylara fark ettirenler için ne düşünüyor hükümet.? Haremlik selamlık şeklinde düzenlenmiş sınav salonlarındaki gözcü “abi” ve ablaların “seçilmiş” öğrencilerle, kafa kafaya verip, şifreyi paylaşmadıkları ne malum.? Bunu kim garanti edebilir bize.? Yüksek puan alan öğrencilerin kâğıtları incelenecekmiş.! Aman ne inandırıcı.? Tedbire bakın hele. O kadar şeytanlığı düşünenler, şifreyi verdikleri öğrencilere, kitapçıkların boş yerlerinde bazı işlemler yaparak, bu sonuçları bulduklarını gösteren karalamalar yapmalarını öğütlemeyi ihmal mi edecekler.? Matematikçi Prof. Dr. Ali Nesin’in YGS Kitapçığındaki şifre için “Aptallığın daniskası” demesine bakmayın siz… Onların hiç biri aptal değil.! Aptal yerine koydukları biziz…
Mesele bu açıklamalar karşısında devletin tepesinin “tatmin” duygusunda bir değişiklik olup olmadığıdır…
Ulusalcıların, “eşi türbanlıdır” diye seçilmesine karşı çıkarak “mağdur” ettiği ve necip Türk milletinin bu mağduriyeti, zatıâlilerini Cumhurbaşkanlığı makamına çıkararak giderdiği Cumhurbaşkanımız, herkesten önce ÖSYM’nin açıklamalarından “tatmin” olduğunu açıklayıvermiştir.! Tıpkı Kayseri Belediyesi’ndeki ihale yolsuzlukları konusunda belediye başkanını dinledikten sonra “taraf olmamak için kendimi zor tutuyorum” (1) diyerek, başkanın savunmasını üstlenmesi gibi… Nedense bu şifre skandalında “tatmin” olduğunu açıklamasına bizim çocukların çoğu inanmamış, tam aksine şüpheleri iyice artmıştır. Bu iki olayda da bir Cumhurbaşkanının, “soruşturmaya ihtiyaç duyulmayacağı” yönünde görüşler açıklaması kabul edilemez. Buna rağmen hemen ardından mızıkacılarının da “tatmin” olduklarını açıklayıvermeleri manidardır. Bu ara hükümet kanadında tatmin olan olana! Hamdolsun!.. Hatta Hükümet Sözcüsü Cemil Çicek’in “Sayın Cumhurbaşkanın tatmin olduğu bir konuda biz de tatmin olmuşuz” demesi, sözcüklerden karikatür çizme değerinde bir sanat eseriydi. Mutlaka bu “ileri” sanatsal tasarımın patenti alınmalıydı… Bu kadar “kefalete” rağmen, bir tek tatmin olmayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaldı. Devletin tepesinin “tatmin” olduğu bir konuda soruşturma açmak, “Bakın bir şey yok, ‘bağımsız’ yargı da bir usulsüzlük bulamadı” yargısını oluşturmak için olabilir mi.?
Bu soruya, soruşturmanın sonucunu görmeden cevap vermek tehlikelidir. En doğrusu “Ergenekon Davası” nın sonuna kadar beklemek.!
Devletin her kademesinin “tatmin” olduğu bir konuda, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatıp, suç unsuru bulduğunu başlıklı kâğıtlara yazabilir mi? Biliyorsunuz bizim savcılar hâkimler gibi “bağımsız” değillerdir. Böyle önemli konularda buldukları kanıtları amirleri konumundaki Adalet Bakanı ile paylaşılacaklardır. Oradan soruşturma izni çıkar mı? Onu bilemem. Seçimlere 3 kala olacak iş değil gibi geliyor bana. Kendi başlarına hareket eden savcıların tepesinde boza pişirir yeni bakanımız. Biliyorsunuz Adalet Bakanı tarafsız değil, aynı bakanlığın eski müsteşarıdır. Devletin en yetkili makamlarının görüşünü yalanlayacak ve onların kefilliğini boşa çıkartacak şekilde, bazı kanıtlara ulaşıp, kamu davası açmak ha! Tansiyon hastasıyım, beni daha fazla heyecanlandırmayın! Hasta haklarım var.!
Size Göre De Böyle Bir Savcı Kalmış Olabilir Mi?.. İşte Bütün Sorun Burada Düğümlenmiştir.!
Demokratik ülkelerde bu sorunun yanıtı her zaman olumludur. Ne var ki, bizim demokrasimiz biraz ileridir ve “İleri Demokrasi” lerde, HSYK da hükümetin kontrolü altında ise, soruşturma başlatmak çok kolay değildir. Bırakın bizim “derin hukukçular” bu fikrin tersini savunadursunlar. Biz yapılanların yürürlükteki Anayasamızın 138’nci maddesi hükmü karşısında ne anlama geldiğine bakalım.(2) Savcılığın, sorumlular hakkında soruşturma başlatacağını söylemesinden sonra; Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Hükümet Sözcüsü, Milli Eğitim Bakanı ve ÖSYM Başkanı’nın “soruşturma yapılmasını gerektirecek bir şey yok” anlamına gelecek şekilde “tatmin” olduklarını açıklamaları yargıya müdahale değil midir.? Bu açıklamalara rağmen, savcı soruşturmayı adil bir şekilde yürütebilir mi.? Biri çıkıp bunu bana açıklasın lütfen.!
Metin Hocam Söz Sizindir, Buyurun…
Diğer soruları siz hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencileri için hazırladım. Bu sorular için elimizde bir “şifre” yok, ama yine de “abi” olarak yardımcı olabilirim size. Bütün sorular için işinize yarayacak yanıtlar aşağıdadır. Çoktan seçmeli bir sınavda olduğunuzu düşünün ve heyecanlanmadan doğru yanıtı işaretleyin.!
İşte Size O Seçenekler:
A.) Bu iktidarın yaptığı hiç iyi bir şey yok mu, onlardan neden söz etmiyorsunuz.?
B.) Biz CHP iktidarını da gördük.
C.) CHP halka ekmeği karne ile verdi, o günleri nasıl unuturuz.
D.) Dünyadaki 17’nci büyük ekonomiyiz.
E.) Demokrasi amaç değil, araçtır.
Doğru Yanıt Sizin Verdiğinizdir Elbette... Sakın şıkları küçükten büyüğe doğru sıralayıp da küçülmeyin.! Birilerinin sandığı gibi Anadolu dar-ül harp değildir.!
Gelelim TSK’inin “Balyoz Davası” ile ilgili açıklamasına.(3) Binlerce kilometre uzaktan ifade vermeye gelen ve büyük olasılıkla da “kaçma şüphesi” olduğu için tutuklanan komutanın durumundan söz edecek değilim. Çünkü o kaçmadı, ülkesine gelip adalete teslim oldu. Adalet hanım ise pavyona düştü maalesef, gündüz çalışmıyor. Aklını kaçıracak olan komutanlar değil, bizleriz dostlarım. Benim derdim Genelkurmay Başkanlığı’nın bu basın açıklaması ile bize ne anlatmaya çalıştığını ortaya çıkartmaktır. Bir haftadır üzerinde çalışıyorum desem yalan değil. Ne yapmaya çalıştıklarını ben de “anlamakta güçlük çekiyorum”. Sevgili Komutanlarım; anlamadığınız bir konuda ne diye kendinizi yorarsınız.? Gelin ÖSYM Başkanı ne öğrenmek istiyorsanız size anlatsın. Bakın siz de ne kadar kolay “tatmin” olacaksınız.! Aşk olsun. Bu seferlik de anlamış gibi yapabilirdiniz. Basın açıklaması yapmanıza ne gerek vardı? Pek çok kişinin aklına, seçime üç ay kala yaptığınız bu açıklama ile geçen seçimlerdeki gibi Yaşar Büyükanıt’ın tek başına yazdığı bildirinin etkisi mi yaratılmak isteniyor sorusu geldi. Bu kadar hukukçunun anlamadığı bir durumu, bir asker olarak anlamak sizin üstüne vazife mi.? “Oturun oturduğunuz yerde.” “Devam etmekte olan bir yargı süreci var, herkesin onu beklemesi gerekir.” Sihirli olan bu ikinci cümle, CHP ile MHP’nin bile üzerinde ittifak ettiği tek cümledir. Yalnız bir küçük eksiği var: “Yargı Süreci”nde tutukluluk süresi 10 yıla kadar çıkabilir ve yargılama 150 yılda bitmeyebilir de. Bunların ikisi de kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla bu duruma “yargı süreci” deme yerine, “yargısız infaz süreci” demek daha yerindedir… CHP’li ve MHP’li hukukçulara son kez hatırlatıyorum…
Şimdi de AKP yandaşlarının şu ortak yargısına bakalım. Genelkurmay’ın son açıklamasından sonra tutuklu olanlar tahliye edilirse, bazı kişiler “bu açıklama nedeniyle tahliye edildiler” düşüncesine kapılabilirlermiş.! O zaman ne yapmak gerekiyor beyler.? O bazı kişiler böyle bir düşünceye kapılmasın diye, insanlar boşu boşuna içeride mi kalsınlar.? Bu nasıl bir kafadır Allah aşkına.? Ne yazık ki, hükümet bu noktada hukukun gereklerine değil, de bazı kişilerin, muhtemelen onlar da seçmenleridir, duygularına göre adaleti işletmeyi içine sindirebiliyor.! Buyurun size yeni bir tutuklama nedeni.! Bundan sonra artık “bu memlekette hukuk vardır” denebilir mi.? Komutanların “anlamakta güçlük çektiği” ve yanıtını merak ettikleri soru aslında bu idi!.. Mahkeme başkanının karşı oy yazısında bu sorunun yanıtı verildi.(4) Ama başkanın da anlamadığı şeyler vardı besbelli. Biri çıkıp bunları bize de anlatsa ne iyi olacak.!
Ümit Hocam; Buyurun Şimdi De Söz Sizindir…
Anayasamızın 138’nci maddesine aykırı olan; Genelkurmay’ın bu haklı ve yerinde sorusu mu yoksa soruşturma başlamadan, Cumhurbaşkanı ve hükümetin hep bir ağızdan yaptığı “biz tatmin olduk, ortada hukuka aykırı bir durum yok” manasına gelen sözleri midir.?
“Balyoz Davası” nda yargı süreci devam ediyor. En haklı ve yerinde soruları “yargıya müdahale” olarak değerlendirip eleştireceksiniz ama üniversite sınavında şifrenin yandaşlara dağıtılması üzerine, daha soruşturma başlamadan “tatmin” olduğunuzu açıklayıp, ortada bir suç olamayacağı anlamına gelen sözler sarf ederek savcıları baskı altına alacaksınız.! Sevsinler sizin “ileri demokrasi” nizi… Buna “çifte standart” mı derler, yoksa standartlara çifte atmak mı.?
12 Eylül referandumundan önce, AKP’nin feryadını duyanlar, onların “bağımsız ve tarafsız yargı” istediğini sanıyorlardı... Oy isterken ve vaatte bulunurken yüzleri ne de masum görünüyordu… Benim oyum bu sefer de “mağdur” rolünü kusursuz oynayan aynı masum yüzlerin olsun!.. Yemin ettim bir kere dönemem ki.!
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(2) ANAYASA
A. Mahkemelerin bağımsızlığı
MADDE 138- Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
(3) http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2011/BA_05.htm
(4) 3 numaralı dipnottaki bağlantı ile açacağınız sayfanın altında söz konusu mahkeme kararı “jpg” formatında vardır. Oradan indirip karşı oy yazısını okuyabilirsiniz. Ayrıca kararı “pdf” formatında bu iletiye de ekledim. Güvenle indirebilirsiniz.
http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/
TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı
Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;
Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.
Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;
Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.
* * * * * * * * * *
TEK YOL DEVRİM.!
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
Yaşasın Halkların Kardeşliği.!
KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!
ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE
GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP