Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
İZZETULLAH İzzetullah, Gülen Cemaati'nin Aleviler İçerisindeki Sağ Koludur... MASKELİ BALO BİTTİ.! Rusya Ve Çin'in Diplomatik Zaferi, Pek Çok Masum İnsanı Haksız Bir Savaşta Ölmekten Kurtardı. Doğunun büyükleri kimyasal silahları Suriye halkına karşı ÖSO-Özgür Suriye Ordusunun kullandığına bütün dünyayı ikna ettiler. Buna bağlı olarak Suriye politikasında başarısız olan AKP iktidarı yalnız kaldı. Erdoğan iktidarını sürdürmek için çok acil sıcak paraya ihtiyaç duyuyor. Parayı ancak Arapların düşmanı Suudilerle, Katar'dan sağlayabilirler. Suriye'ye karşı ABD'nin savaş ilan etmesi halinde, savaş masraflarını karşılamayı bu ülkeler teklif etmişti. Suriye'ye karşı, olası bir askeri müdahalede başı çeken Türkiye'ye de parasal yardım yapacakları kesindi. Türkiye'ye Temmuz ayında 4,8 milyar dolarlık gizemli para girmiş. Üretimin bitme noktasına geldiği ülkemizde, sıcak para konusu Erdoğan hükümeti için son derece etkili bir tehdit haline geldi. Savaş olasılığının şimdilik belirsiz bir tarihe ertelenmiş olması, kuşkusuz AKP hükümetini yıpratacaktır. Arkasındaki halk desteği, her geçen gün hızla azalan Erdoğan hükümetinin, iktidarını sürdürmek için acil olarak savaş istediği de ne yazık ki ortaya çıkmıştır. Suriye'de bu olanağı kaybettiği için, PKK ile yeniden çatışma ortamına girmek hükümetin aklına yatmış olabilir.! Nitekim Başbakan’ın “süreç” hakkında; “Herhangi bir süreç yoktur. Sadece bizim yaptığımız çalışmalar vardır” diyerek, PKK ile başlattığı görüşmeleri “inkâr” etmeye başlamasını bu şekilde okuyabiliriz... Erdoğan'ın bir tek “çılgın projesi” vardır o da savaştır.! Aydınlık gazetesinin sürmanşetten verdiği haber ürkütücüdür. TSK'nin olası hava operasyonlarına karşı PKK'nın Stinger füzeleri kullanabilme noktasına gelmiş olması ve bu füzelerin hükümetimizin doğrudan destek verdiği Özgür Suriye Ordusu üzerinden PKK'nın eline geçmiş olması iddiaları doğru çıkarsa, kendi ellerimizle topraklarımız üzerinde “kurtarılmış bölgeler” yarattığımızı da kabul etmek zorundayız... Omuzdan atılan ve alçaktan uçan uçak ve helikopterlere karşı kullanılan bu füzeleri, ÖSO' ya kim vermiş acaba.? Bu sorunun yanıtı 17 Ağustos 2012 tarihinde 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından Yeniçağ gazetesinde verilmişti. ÖSO' ya her türlü yardımı yapma sözü veren ve verdiği sözleri tutan Başbakan Erdoğan, yarın TSK'ne karşı kullanılacak olan füzelerin hesabını acaba nasıl verecek.? Erdoğan'ın bir de bu yüzden savaşa ihtiyacı var.! Tuzluçayır'daki Aleviler, kaç gündür sokaklarda. En çok kızdıkları ise dede olarak bildikleri kendilerinden biridir. Aleviler, İzzettin Doğan Hoca Efendinin, Fetullah Gülen Hoca Efendi ile birlikte başladıkları Cami-Cemevi Projesini kabul etmiyorlar. Projenin Alevilik inancına en büyük darbe olduğu hususunda Alevi örgütlerinin çoğu hemfikirdir. Bu nedenle de İzzettin Doğan'a haklı olarak “İzzetullah” ismini koydular... İzzetullah, Gülen Cemaati'nin Aleviler içerisindeki sağ kolu... Ama bundan daha da önemlisi, Fetullah Gülen'in Aleviler ve CHP içerisindeki kadife eldivenli elidir... Alevi sözcüleri nedense Gülen'in CHP içerisindeki elini görmek ve göstermek istemiyorlar... O halde bu gerçeği de biz söyleyelim. CHP içerisindeki Fetullah Gülen'in eli, Cami-Cemevi Projesinin açılışına CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün'ü gönderen ve yardımcısı Erdoğan Toprak'a projeyi destekleyici açıklamalar yaptıran Kılıçların Efendisi Kemal Kılıçdaroğlu'dur... Alevilerin haklı ve yerinde tepkisini azaltmak ve etkisizleştirmek için bu projeyi desteklediğini ve CHP milletvekillerini açılışa kendisinin gönderdiğini söylemek zorunda kalmıştır... Dikkat edin Aleviliği bir inanç olarak kabul eden devlet değil, Cemaattir. Dolayısıyla atılan bu adım, Sünnilerin kafasında Aleviliği değil, Cemaat'i meşrulaştırır... Yerel seçimler için beklenti içerisinde olan Alevi sözcüleri, bu açıklamaya rağmen, Kılıçdaroğlu'na gerekli tepkiyi gösterememiştir... Bu noktadan itibaren Kılıçdaroğlu'nun başlarına getireceği her türlü belayı da hak etmiş olacaklardır.! Fetullah Gülen Hoca Efendiye yalvararak, onun Alevi örgütleri ve CHP içerisinden elini çekmesini sağlamak ise olanaksızdır.! Alevilerin öncelikle Gülen'le işbirliği yapan ve birlikte iktidar olma hayalleri kuran Kılıçdaroğlu'na haddini bildirilmesi gerekir.! Kılıçdaroğlu, Alevilerden esaslı bir tokat yemedikçe hem Atatürkçü düşünceye hem de Alevi inancına zarar vermeye devam edeceği kesindir.! Tetkik Hâkimi Ömer Kaya, Danıştay'a dinleme cihazı yerleştirirken görüntülenmiş.! Kaya daha önce istihbaratçı olarak görev yapıyormuş. Emniyet İstihbarat Dairesi'nin Cemaatin kontrolünde olduğu ve başbakan bu ekibe güvenini kaybettiği için yakın zamanda tümünü görevden aldığını biliyoruz. Bu bilgiyi ekleyince Ömer Kaya'nın bağlı olduğu örgütlü yapıyı tahmin etmek hiç de zor olmayacak. Ama ben o örgütü söylemek yerine “Yargı'da Cemaat kadrosu vardır diyemem” (1) diyen Gülen hayranı Kılıçdaroğlu'nun sözlerini hatırlatmak isterim... CHP'lileri emperyalizme boyun eğdirmekle görevli CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, KCK'nın “çekilmeyi durdurduk” açıklaması üzerine; “Biz çözüm sürecinin giderek sıkışmakta olduğundan ciddi kaygı duyuyoruz” demiş. Hazret Başbakanın bu konuda daha ciddi açıklamalar yapmasını beklediğini de eklemiş.! Kandil'in CHP içerisindeki temsilcisi gibi konuşan Loğolu, kukla Kılıçdaroğlu'nu parmağında oynatıyor.! Bu yetmiyormuş gibi Mısır ziyaretinde Başbakan Erdoğan aleyhine söz söylenmesine de izin vermediğini söyleyerek övünmüş. Eski büyükelçi, Yeni CHP'nin AKP hükümetine karşı göstermelik muhalefet yapmakla görevli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.! Av. Cemil Can DİPNOT: (1) http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/denz-hakan/18102-tsknin-gulen-raporu-yeni-misak-i-milli.html Cemil CAN, Ankara – Eylül.2013 – av.cemilcan@hotmail.com http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@telmar.net, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, MEDYAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda; Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.! Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa; Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur. Cemil CAN, Ankara – Eylül.2013 – av.cemilcan@hotmail.com FETHULLAH GÜLEN ADINA NEDEN EKLEME YAPTI Fethullah Gülen, ismi konusunda çok hassas. Öyle ki bir dönem hep şu düzeltmeyi gönderirdi: “Benim adım Fettullah değil, Fethullah…” Olabilir. Ve fakat avukatları ise resmi yazılarda nedense “Fettullah” diye yazarlardı. Konumuz “h” harfi değil; “M” harfi… Fethullah Gülen’in “Sonsuz Nur” kitabıyla ilgili verilen ilanlarda adı, “M. Fethullah Gülen” diye geçiyor. Ayrıca son dönemlerde Zaman “gazetesinde” Kürsü sayfasında “M. Fethullah Gülen” diye imza atıyor. Bu “M”nin açılımı nedir; “Mehmet” mi, “Muhammed” mi.? Daha önce var mıydı.? Şöyle ki: Örneğin, Esas No: 2000/124 Ankara 2 Nolu DGM gerekçeli kararında adı, “Fethullah Gülen.” Daha eski yıllara bakarsak; Esas No: 1973/146 Askeri Yargıtay İlam’ı adı yine “Fethullah Gülen” diye geçiyor. Esas No: 1974/12 Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi gerekçeli hükmünde de ismi “Fethullah Gülen…” Esas No: 2007/6083 Yargıtay 9. Ceza Dairesi İlam’ında yine adı, “Fethullah Gülen.” Çok uzatmayalım: ABD Adalet Departmanı Kriminal Daire Washington D. C. 20530 alınan ifadesinde adı yine “Fethullah Gülen” olarak yer alıyor. O halde: Nereden çıktı bu “M” ismi.? Merak ettik gerçekten nedir bu isim takıntısı… Odatv.com |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP