Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
BİZE HER YER KAHRAMANMARAŞ.!Trabzon Kahramanmaraş Kardeşliği Türkiye’de Ve Türkiye Dışında Bilinen Kardeşliklere Benzemez Ve Kıyaslanamaz.http://www.marasbugun.com/ http://www.marasbugun.com/bize-her-yer-kahramanmaras-11217.html 11 Nisan 2016 Pazartesi 1:24Okunma Sayısı: 57 TRABMARDER-Trabzon Kahramanmaraş Kardeşlik Köprüsü Derneği Başkanı Ökkeş Bölükbaşı, dünyada ilk ve tek kardeşlik köprüsü olan TRABMARDER’in faaliyet alanı olarak Kahramanmaraşlıların yaşadıkları her yer olduğunu söyledi. Başkan Bölükbaşı, “Bize Her Yer Kahramanmaraş” dedi. Kahramanmaraş, Sivil Toplum Kuruluşları noktasında maalesef yetersiz kalıyor. Kurulan dernekler, çok kısa bir süre sonra tabeladan ibaret kalıyor. Dernekleşme oranı Kahramanmaraş’ta olduğu gibi Kahramanmaraş dışında da yetersiz ve genellikle faaliyet alanları sınırlı kalıyor. Ancak kardeş şehir Kahramanmaraş ve Trabzon arasındaki kardeşliğin bir sivil toplum kuruluşu kanalıyla bir köprüye dönüştü. Bu köprü de TRABMARDER aracılığıyla Kahramanmaraşlı ve Trabzonluların yaşadığı her yerde varlığını gösteriyor. Günümüz dünyasında aktif olarak faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları’nın toplumsal düzen üzerinde etkisi yadırganamaz. Sayıları çok az da olsa aktif olmaları Kahramanmaraş dışındaki Sivil Toplum Kuruluşlarımız, şehrimizin tanıtımında da etkili oluyor. Kahramanmaraş’ın her özel gününde Trabzonlular, Trabzon’un özel gününde de Kahramanmaraşlıların katılımıyla iki şehir arasındaki kardeşlik duygusu daha da güçleniyor. İki şehir arasındaki kardeşliği pekiştirmek için bir sivil toplum kuruluşu kurulması şüphesiz iki toplumda da sevinçle karşılandı. Biz de Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi olarak TRABMARDER Başkanı Ökkeş Bölükbaşı ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajımızda bu Kahramanmaraş ile Trabzon arasındaki kardeşliğin nereden geldiği üzerine konuştuk. K.O. – Öncelikle çok uzun bir süredir aralarında köklü bir bağ bulunan iki şehrin kaynaşmasını sağlayacak böyle bir oluşuma gittiğiniz için tebrik ederim. Dünyanın ilk Kardeşlik Köprüsü olan TRABMARDER nasıl ortaya çıktı?
Ö.B. – Sayın Kenan Bey, Bu röportaj aracılığı ile gazetenizde derneğimiz görüşlerine yer verdiğiniz için, size ve gazetenize teşekkür ederim. Yıllardır Trabzon camiası içerisinde, basın yayın, halkla ilişkiler konuları çerçevesindeki ilişkilerimiz nedeniyle, tanıştığımız onlarca kişiyle yaptığımız sohbetlerimizde hep “Trabzon’un Of İlçesinin (Paçanlı, Yente, Eskipazar) köylerindeki türbelerimiz {Saçaklızade Kardeşler} ve cadde isimlerimiz, “Trabzon Caddesi-40, Maraş Caddesi-96″ anlatılarak kardeşlik vurgusu yapılırdı. Ancak 2014 yılında kendisini ziyaret ederek yakından tanışma fırsatı bulduğum ve karşılıklı olarak birbirimize sıcak dostluk ve sevgi bağı oluşan Eski Milletvekili, TBMM Başkanı, Türkiye Parlamenterler Birliği İstanbul Şubesi Başkanı ve Kahramanmaraş Valilerimizden Sayın Necmettin Karaduman Beyefendi’nin özellikle de cadde isimleri hakkındaki benim de bilmediğim gerçek anlatımları, bu konularda ciddi çalışmalar yaparak (her ne kadar geçmişten günümüze tarihçi ve araştırmacılarımızın konuyla ilgili – bazı bölümlerine itirazımız olan- yayınları varsa da ) Trabzonlu ve Kahramanmaraşlı hemşerilerimize doğruları aktarabilmek için bir dernek kurmamız gerekliliğini ortaya çıkardı. Bu gereklilik nedeniyle TRABMARDER-Trabzon Kahramanmaraş Kardeşlik Köprüsü Derneği Avrupa ve Türkiye’de iki il arasında kurulan ilk ve tek Kardeşlik Derneğidir. Derneğimizin kurulma aşamasında yaptığımız araştırmada; Trabzon ve Kahramanmaraş’ın Osmanlı Arşiv kayıtlarında M.S. 632 yılına kadar dayanan köklü bir kardeşliğinin olduğunu gördük. Bu kardeşliği günümüzde iki şehrin insanları arasında yaşatmak ve pekiştirmek amacıyla atılan bir adımdır.
K.O. – Kardeşlik Köprüsü kavramı nasıl ön plana çıktı. Neden sıradan bir dernek değil de Kardeşlik Köprüsü? Şöyle ki; Trabzon, Kahramanmaraş arasındaki kardeşliğimiz ve bugün bizim kurumsallaştırdığımız kardeşlik kavramını ilk kez, Trabzon & K. Maraş üzerine kitap yazan Trabzonlu bir araştırmacı yazar Kahramanmaşlı Saçaklızadeler ile geçmişi, çok eskilerden gelen kardeşliğimizi araştırırken kullanmıştı. TRABMARDER olarak biz ise, Trabzonlular ile Kahramanmaraşlılar karşılaştıklarında aralarında konuşurlarken; Trabzon ile Kahramanmaraş’ın kardeş şehir oluşları ve kardeşliği hakkında ilk söyledikleri konu, her iki ilimizde karşılıklı olarak var olan “Cadde İsimleri”dir. Trabzon’da Kahramanmaraş Caddesi var, Kahramanmaraş’ta da Trabzon Caddesi var. Tamam, var da bu nasıl olmuş? Ne olmuş da bu cadde isimleri verilmiş.? Doğrusunu bilen 100 kişide 3 kişi… Peki; Trabzon (Paçanlı-Yente-Eskipazar) nere, Kahramanmaraş nere.? Taa Of’da, Çaykara’da, Eskipazar’da olmak üzere Maraşlı üç zatın mezarı, türbesi var.! Neden.? Ayrıca, Ayşe Gülbahar Hatun kimdir.? Trabzon, Vakfıkebir ilçesinin adı neden Vakfıkebir’dir.? TBMM Eski (4 Aralık 1983 – 29 Kasım 1987 ) Başkanlarından, Türkiye Parlamenterler Birliği İstanbul Şubesi Başkanı ve Türkiye Encümen-i Daniş Gurubu Başkanı, Kahramanmaraş (1966 – 1970) Eski Valisi Sayın Necmettin Karaduman’ın bu kardeşliğe katkısı var mıdır.? Ve “Cuma”nın bu işte payı nedir.? Tüm bu soruların doğru yanıtlarını, herkesle paylaşma gereğini hissederek ve bunun “Sıradan Bir Dernek” ile yapılamayacağını, hatta bugüne kadar yıllardır kurulmuş olan onlarca derneğin hiç biri tarafından dile getirilmemiş olduğunu görerek “Kardeşlik Köprüsü” kavramını, dernek ismimiz olarak belirleyerek yola çıktık.
K.O. – Derneğin merkezi İstanbul! Peki, faaliyet alanı da İstanbul ile sınırlı mı.? Ö.B. – Tabii ki değil. Trabzonlu hemşerilerimizin “Bize Her Yer Trabzon” dedikleri gibi, biz de “Bize Her Yer Kahramanmaraş” diyerek, Trabzonlu ve Kahramanmaraşlıların oldukları her yeri faaliyet alanımız olarak görüyoruz. Ayrıca söz konusu kardeşliğin kökeninin çok derinlerde olduğunu belirtmekte fayda var! Trabzon ile Kahramanmaraş’ın kardeşliğini anlamak için tarihsel kronolojik gelişim sırasına bakmamız gerekir. Bu kardeşlik Türkiye’de ve Türkiye dışından bildiğimiz kardeşliklere benzemez ve kıyaslanamaz. Dolayısıyla Trabzon, Kahramanmaraş ve İstanbul başta olmak üzere her yer faaliyet alanımızdır. Bu çerçevede Trabzon Dernekleri Federasyonu’nun İstanbul, Feshane’de Antalya ve Bursa’da düzenlediği etkinliklere katılarak; derneğimizi ve Kahramanmaraş’ımızı tanıttık. Yakında Kahramanmaraş ve devamında Trabzon’da projelerimizi uygulayacağımız çalışmalarımız olacak.
K.O. – Derneği kurduktan sonra ne gibi faaliyetlerde bulundunuz.? Ö.B. – TRABMARDER’in kuruluşunu gerçekleştirdikten sonra öncelikle Trabzon Dernekleri Federasyonu’na üyelik başvurusu yaptık ve TDF üyesi olduk. TDF üyesi olduktan sonra Federasyonun planlı yıllık çalışmaları olan ve İstanbul, Feshane’de gerçekleştirilen 3 etkinliğe katılarak Kahramanmaraş kökenli Trabzonlu hemşerilerimizle tanışarak derneğimiz üyesi olmalarını sağladık. 2015 ve 2016 Kahramanmaraş’ımızın kurtuluş yıldönümleri kutlama ve yürüyüş izinlerini TRABMARDER olarak aldık ve uyguladık. Ayrıca İstanbul’da henüz kurulamamış olan Kahramanmaraş Federasyonu için yapılmakta olan çalışmalara TRABMARDER olarak destek vermek üzere girişimde bulunduk.
K.O. – Derneğin kurulmasından bu güne kadar geçen süreyi değerlendirdiğinizde; dernek, amacına ulaştı mı.? Ö.B. – Bilindiği gibi dernekçilikte, sivil toplumculukta, 1 yıl çok uzun bir zaman değildir. Bizim ilke, hedef ve amaçlarımız açısından değerlendirdiğimizde olumlu yolda olduğumuzu söyleyebilirim. Ayrıca herhangi bir dernek amacına asla kısa zamanda ulaşamaz. Derneğimizin amacı uzun vade de memleketler yararına kardeşliği yaşatmak ve pekiştirmektir. Ayrı tutmamız gereken bir konu da şudur. TRABMARDER üye çalışması yaparak on binlerce üyeye ulaşmak gibi hedefimiz yok. Bizlerin tek gayesi kardeşlik kazanımlarını canlandırmak, tüzüğünde yer alan ideallerine yürümektir. Örneğin bizde aidat yok gibi bir şey aylık 2 TL.
K.O. – Çoğu sivil toplum kuruluşu, bir heves ile kuruluyor; ancak çok kısa bir zamanda tabeladan ibaret kalıyor. TRABMARDER yönetiminde hiç pasif kalma korkusu yaşandı mı.? Ö.B. – Hayır hiç böyle bir korku yaşanmadı ve yaşanacağını da sanmıyorum. Çünkü Kardeş şehirler olan Trabzon ve Kahramanmaraş arasındaki kardeşliğin bağlarını artırmak, bu şehirlerde yaşayan genç kuşakların kardeş şehirlerin kültürel ve tarihi yapısı hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak, ülkemizin son zamanlarda ihtiyaç duyduğu barış ve kardeşlik ortamına katkıda bulunmak, önemli birliktelik projeleri geliştirmek gibi hedeflerimizin olması, pasiflik duygusunu engeller. “Tabela Derneği” konusuna gelince; İstanbul’da var olan tüm illerin İl, İlçe, Köy, dayanışma, yardımlaşma, kültür ve hemşeri derneklerinin yüzde 90’ı gerçekten tabela derneği ve oyun lokali durumunda olup; maalesef buna Kahramanmaraş dernekleri de dâhildir. İstanbul’da bulunan Kahramanmaraş derneklerinin sayısına bakarsan 2’si il, 3’ü İlçe derneği olmak üzere 36 dernek var. Fakat faaliyetlerine bakarsan ortada görünen bir şey yok. Bizim böyle “Tabela Derneği” olma gibi bir durumumuz söz konusu olmaz, çünkü biz “Hizmet Odaklı” olarak kurulan gönüllü bir kuruluşuz.
K.O. – İstanbul’da hem Kahramanmaraşlıların hem de Trabzonluların en çok karşılaştıkları problem ne oluyor.? Ö.B. – Problemler bir kaç noktada ortaya çıkıyor. Birincisi kurumsallaşma konusu! İstanbul’da Vakıf, Cemiyet, Dernek olara yaklaşık 250 Sivil Toplum Kuruluşu olan Trabzonlular, Avrupa uyum yasalarının çıktığı yıllarda Federasyonlaşarak bu işi çözdüler. Ancak Trabzonluların 5’te biri kadar topu topu 36 derneği olan Kahramanmaraşlılar yıllardır toplanıp toplanıp dağılarak, bir türlü birliktelik sağlayıp federe olamadılar. Olamadıkları gibi; Federasyonlaşma konusundaki tecrübelerimizi paylaşmamız ve katkı sunmamız konusundaki yardımlaşma tekliflerimizi, yazılı başvurumuzu da geri çevirerek, kendilerine yakışan bir hemşerilik örneği sergilediler. İkincisi etkinliklere katılımlarda çoğunluk sağlanmaması.! İstanbul’un Mega kent olması nedeniyle, çoğu insanların işleri ile evlerinin birbirlerine yakın olmaması, haftada bir gün -pazar- dinlenme olanaklarını da dışarıda aileden uzak sosyal faaliyetlerde geçirmek istememeleri nedeniyle hemşeri derneklerinin üyeleri sık sık bir araya gelemiyorlar. Ancak tuttukları takımın maçı, düğün, cenaze veya büyük ve ücretsiz konser olduğunda bir araya gelebiliyorlar. Bu durum İstanbul’da yaşayan tüm hemşeri guruplarının problemidir. Burada sorunuzdaki problemin özünü oluşturan konu için örnek vermeden geçemeyeceğimiz bir durum da şudur: Trabzon Dernekleri İstanbul’da iki, üç ayrı grup halinde her yıl dernekler arası, firmalar arası, köyler arası futbol turnuvaları gerçekleştirmektedirler ve bugüne kadar kayda değer, müdahale gerektiren, hiç önemli bir olay olmadı. Ancak Kahramanmaraş Derneklerinin bir kez yaptıkları turnuva neredeyse karakolda bitecekti ve zor yatıştırıldı, bir daha da turnuva yapılamadı. Bu durumda hemşerilerinizden nasıl katılım ve destek bekleyeceksiniz.?
K.O. – TRABMARDER’in gerçekleştireceği projesi nedir? Ö.B. – Trabzon Dernekleri Federasyonu ve TRABMARDER ortaklaşa “Kardeş Şehirler, Kardeş Kültürler Kaynaşması” projesini gerçekleştirecektir. Ayrıca; Şala Sim Sırma Sergisi, Golf Turnuvası, Kültür Sanat Turizm Festivali, Kahramanmaraşlı Yaşayan Değerler, Akademik Sempozyumlar, Halı Saha – Sanat Cafe, Trabzon Kahramanmaraş Kültür Evi, Her iki ilin el sanatları sergisi gibi projeler üzerinde Ar-Ge çalışmalarımız devam etmektedir.
K.O. – İstanbul’da yaşayan Kahramanmaraşlıların, Sivil Toplum Kuruluşlarına katılımı ne oranda.? Ö.B. – Zayıf hatta çok zayıf denilebilir. İstanbul’da sadece Kahramanmaraşlıların değil tüm illerin halklarının STK’lara katılımları zayıftır. Yöresel ürünler satışları olduğunda, bedava eğlence ve ücretsiz konserlerde halk katılımı oluyor. Bunun dışındaki sivil toplum çalışmalarında dernek yöneticileri bile tam katılım sağlamıyorlar. Halk kesimi; cenaze kaldırılıp memlekete gönderilmesi, nişan-düğün katılımları, hastaya kan ihtiyacı gibi doğrudan fayda gördüğü konumlarda derneği hatırlıyor bunun dışında ilgisizler. Bu durumun nedeni çok ve çok yönlü, şöyle ki; Birincisi, bu konu sadece İstanbul ile de sınırlı değil, diğer illerde de durum aynı. İkincisi, hemşeri guruplarının ekonomik kazançları geçimlerinin dışında sosyal aktivitelere ayıracak kadar yüksek olmadığı için isteseler de katılım sağlamada zorlanıyorlar. Üçüncüsü ve en önemlisi ise; Sivil toplumculuk, dernekçilik, cemiyetçilik anlayışı bizde gerçek anlamı ve gerçekte olması gerektiği gibi değil ve uluslararası normlarda kullanılmıyor. Çünkü yüzde 90’ı bilinmiyor! Doğrusu şudur. Sivil toplumculuk kapsamında yer alan sosyal guruplar Uluslararası standartlarda ‘‘Kar Gayesi Gütmeyen” kuruluşlar olarak kabul edilir ve bu nedenle de gönüllülük esasına göre faaliyette bulunarak haklarını ararlar ve resmi makamlar tarafından yerine getirilmesi konusunda tepkilerini gösterirler. Bunların uluslararası adı (NGO – Non Govermental Organizations – En-Ci-Oğ) Türkçesi (Gayri Resmi Teşekküller) olup; hak ve hukuklarını, resmi yönetimler karşısında ‘‘Sivil Toplum Örgütü” unvanıyla ‘‘Gönüllü Kuruluşlar” olarak ararlar. Dolayısıyla da resmi kurum, kuruluş ve yönetimlerin karşısında yer alırlar. Bizde ise bu gurupların neredeyse tamamına yakını, yıllardır resmi kurum ve kuruluşların arka bahçesi durumundadırlar. Çünkü bir takım çıkar, rant getirileriyle bağımlı hale getirilmişlerdir. Bağımlı hale getirilemeyen, getirilemeyecek olanlara ise, örneğin sendikalara baskı uygulama veya karşısında bir benzerini kurarak üyelerini kaydırma, o da olmuyorsa başkanlarını, yöneticilerini tutuklamaya kadar varan resmi dayatmalarla devre dışı bırakma gibi işlemlerle resmi karşıtı değil resmi yandaşı yapılmıştır.
K.O. – Kahramanmaraşlılar ve Trabzonluların birbirlerine bakışı nasıl.? Ne oranda destek oluyorlar.? Ö.B. – Kahramanmaraşlılar ve Trabzonluların birbirlerine bakışı olumlu, sıcak ve kucaklayıcıdır. Ancak destek olma konusunda; Ortada kabul gören bir proje olmadıkça ve eğer ceplerinden para çıkacaksa, bireysel olarak kendilerine bir fayda getirmiyorsa, temkinli oluyorlar. Bunun dışında sözel olarak herkes birbirine destek oluyor, kutluyor, fakat bu durumu “Ellerini Taşın Altına Koymak” olarak değerlendirirsek doğrudan katılımcılık yoktur. Bu durum sadece Kahramanmaraşlılar ve Trabzonlular için değil tüm hemşeri dernekleri için böyledir. Kısacası siz toplumsal da olsa bir eylem, etkinlik, şenlik, şampiyonluk maçı, bilimsel bir toplantı yapacaksanız; katılımını beklediğiniz insanlara bir fayda sunamıyorsanız, ilgilerini çekip destek almanız mümkün değil.
K.O. – Trabzon’da Maraş, Maraş’ta Trabzon Caddesi var. İki şehir arasında zaten bir kardeşlik köprüsü vardı. Siz bu derneği kurmakla buna resmiyet kazandırdınız. İstanbul dışında, Kahramanmaraş ve Trabzon’da bu kardeşlik köprüsünü daha sağlam temeller üzerine oturtmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz.? Ö.B. – Bu sorunuzun ilk cümlesinde “zaten bir kardeşlik köprüsü vardı” diyorsunuz. Ama değil kardeşlik vardı, köprüsü yoktu. Biz, o olmayan köprüyü kurmaya başladık. Buna da öncelikle; Trabzon ve Kahramanmaraş Kardeşliği hakkında bilinmeyenler, yanlış ve noksan bilinenleri ortaya koyup çoğunluğun bilmesine katkı sağlayarak başlıyoruz.
K.O. – Her zaman Kahramanmaraş’ın tanıtımının yapılamadığından yakınılıyor. Trabzon için aynı şey söz konusu mu.? Kahramanmaraş’ın tanıtımına TRABMARDER’in katkısı ne olabilir.? Ö.B. – Doğrudur, söz konusu yakınmayı yapanlar haklıdır. Bu tamamen insanların kişisel yaşantılarıyla, toplumsal yaşantılarını birbirine karıştırmalarından kaynaklanmaktadır. Trabzonlular çok iyi bir şekilde organize olmuşlar ve ayda bir şehir de Trabzon’un tanıtımını yapmaktalar biz de aralarında yer alıyor ve her iki şehrin tanıtımını yapmaya çalışıyoruz.
K.O. – Röportajımızın başında Ayşe Gülbahar Hatun’dan ve Cuma’dan bahsettiniz. Bu isimleri açıklar mısınız.? Ö.B. – Ayşe Gülbahar Hatun; Osmanlı İmparatorluğunun 36 padişahının, Saraya gelin getirdiği Hanımların 5 tanesi Türk olup; bunlardan birisi de Ayşe Gülbahar Hatun olup; 8. Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Bayezid Hanın Hanımı ve 9. Padişah Yavuz Sultan Selim Hanın Annesidir. Dulkadiroğlu Alâüddevle Bozkurt Beyin kızıdır. Bu hanedan Oğuzların Bozok kolunun Bayat boyundandır. Dulkadiroğlu Beyliğinin merkezi Elbistan olduğu için 1453 yılında Elbistan’da doğduğu tahmin edilmektedir. Halası
Sitti Mükrime Hatun, kayınpederi Fatih Sultan Mehmed Hanın
hanımıydı. Ayşe Gülbahar Hatun oğlunun sancak beyliği sırasında Rize’ye
gelerek kendi adı ile anılan Gülbahar Camii’ni yaptırmıştır. Kare plânlı,
kubbeli cami 1956’da tamir ettirilmiştir. Aynı isimle anılan mahallededir.
Ayrıca Giresun, Manisa ve İstanbul Beyazıt’ta vakıf ve hayratı vardır. Yavuz Sultan Selim Han Trabzon’da şehzade olarak bulunduğu sırada, annesi Ayşe Gülbahar Hatun kendisini ziyaret için deniz yoluyla Trabzon’a gelirken şiddetli bir fırtınaya tutulur. “Salimen karaya ayak basarsam orasını vakıf yapacağım” diyerek Cenabı Hakka dua eder. Nihayet sahile, karaya çıkar ve o toprakları vakıf yapar. Burası daha sonra, “büyük vakıf” anlamına gelen Vakfıkebir adıyla anılmaya başlanır. Yani bugünkü Trabzon’un Vakfıkebir ilçesidir. Yavuz Sultan Selim Han annesi Ayşe Gülbahar Hatun ruhu için, Trabzon Hatuniye Mahallesi’nde, cami, mektep, medrese, imaret, türbe ve hamamdan meydana gelen Gülbahar Hatun Külliyesi’ni yaptırmıştır. Külliyeden günümüze sadece cami ve türbe ulaşabilmiştir. Cami, Ayşe Gülbahar Hatun Camii, Hatuniye Camii, Büyük İmaret Camii ve Valide Sultan Camii adlarıyla anılır. Türbe, caminin doğusunda yer alır. İçinde sadece Ayşe Gülbahar Hatuna ait sanduka vardır. Mezarı bilinmeyen padişah anası… “Cuma”nın bu işte Payına Gelince; Tüm Kahramanmaraşlıların da çok iyi bildiği gibi olayların başlangıcı, Fransız işgalinin en üst düzeye ulaştığı noktada, Kalede bayrağımızın dalgalanmadığı gün olan Cuma günüdür. Ulu cami’de namaz için toplanıldığında Kalede Fransız barağı dalgalanırken Cuma namazı kılınamayacağı gerçeğinden yola çıkan Maraşlıların yürüyüşe geçerek 22 gün ve 22 gece savaşıp 11 Şubat günü Fransızları Maraş’tan Antep’e kadar sürmeleri ve Kalemize bayrağımızı çekerek Cuma’yı şimdi kılabiliriz diyerek bunu gerçekleştirmeleridir. Sayın Kenan Bey, Bu röportaj aracılığı ile gazetenizde Derneğimiz görüşlerine yer verdiğiniz için, Size ve Gazetenize teşekkür ederim.
K.O. – Ökkeş Bey asıl ben zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığınız için teşekkür ediyorum. Etiketler:
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 – okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net, https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 – okkesb61@gmail.com,
Ökkeş Bölükbaşı – Marmara Ünv. İletişim Fak. -1982 http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb61@gmail.com, Çağdaş, Güvenilir, Objektif, Güncel, Doğru, Etkin, Haber, Portalı, İLETİŞİM: 0532. 213 52 30 - 0507. 607 87 61 info@medyagunebakis.com - okkesb@medyagunebakis.com okkesb@gmail.com - okkesb@telmarnet.net - okkesb@mynet.com
|
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP