MSB YAYINLARINDA HÜSEYİN AVNİ PAŞA

1820 senesinde Isparta'nın Doğu Karaağaç kazasına bağlı Avşar nahiyesi Gelendost köyünde doğdu. Her memleket eşrafından birinin oğlunun Harbiye Mektebine gönderilmesi emir edildiği zaman İstanbul’a gönderildi.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

M. S. B. 50.YIL MSB YAYINLARINDA HÜSEYİN AVNİ PAŞA (*)

 

1820 senesinde Isparta'nın Doğu Karaağaç kazasına bağlı Avşar nahiyesi Gelendost köyünde doğdu. Her memleket eşrafından birinin oğlunun Harbiye Mektebine gönderilmesi emir edildiği zaman İstanbul’a gönderildi.

Bir müddet Mahmutpaşa medresesinde okudu. Sonra Maçka'daki Harbiye mektebine girdi, 1848'de Erkânı Harp Yüzbaşı olarak mezun oldu. Dört ay sonra Binbaşılığa terfi etti.

Bir yıl sonra da Şumnu'ya gönderildi. Rus savaşı başladığı zaman orada bulunuyordu. Kalafattaki istihkâmların inşaasına nezaret ettiği sırada Çatana köyüne inen Rus askerine karşı taarruza geçerek parlak bir zafer kazandı. Bunun üzerine albaylığa yükseltildi. Kısa bir zaman sonra Paşalık rütbesiyle Anadolu Ordusu Erkânı Harp Reisliğine tayin edildi.

Burada alınacak müdafaa tertiplerinde İngiliz Vilyams Paşa ile anlaşamadıklarından geri alınıp Kırım'a gönderilen ordunun Erkânı Harp Reisliğine tayin edildi.

Barıştan sonra, Doğu hududunu tayin edecek komisyonun başkanlığında bulundu, sonra İstanbul'a döndü.

Karadağ ihtilali sırasında Grahova savaşının kaybedilmesi üzerine oradaki ordunun Erkânı Harbiye Reisliğine, sonra Sınır Tahdidi Komisyonuna memur edildi. Buradan dönüşte Harbiye Mektebi Nazırı oldu. 1861'de Erkânı Harbiye Reisliği de bu vazifesine eklendi.

1862'de tekrar alevlenen Karadağ isyanını bastırma görevi verildi. Aynı zamanda Ferikliğe yükseltildi.

1863'de Dar-ı Şurayı Askeri Reisi oldu. Bundan sonra Fuat Paşa'ya intisabetti. Ve yardımını gördü. Fuat Paşa'ya Sadaretle birlikte Seraskerlik verilince Serasker Kaymakamlığına getirildi. Ayni zamanda Hassa Müşirliği de verildi. 1865'de bu vazifelerinden azledildi. Yanya ve Turhal Kumandanlığı ile İstanbul'dan uzaklaştırıldı.

Ali Paşa Girit'e memur edildiği zaman, Fuat Paşa ona Hüseyin Avni Paşayı tavsiye etti. Girit harekâtına katıldı. Sonra da kendisine Girit Kumandanlığı verildi.

Ertesi yıl 9 Şubat 1869'da Seraskerliğe getirildi. Mahmut Nedim Paşa'nın ilk sadaretinde 8 Eylül 1871'de azledilip rütbe ve nişanları alındı ve hatta yalısı müsadere edilerek Isparta'ya sürüldü. 11 ay sonra affedildi ve İstanbul'a dönüşünde yalısı iade edildi.

1872'de Aydın Valiliğine gönderildi, iki ay içinde Bahriye Nazırlığına tayin edildi.

Serasker Ahmet Sait Paşa'nın Sadaretinde 15 Şubat 1873'de Seraskerliğe ikinci defa getirildi.. Bir sene sonra 13 Şubat 1874' de Seraskerlik uhdesinde kalmak şartıyla Sadrazam oldu. Fakat bu makamda kalamayarak azledildi.

Azlinden bir kaç gün sonra tekrar Aydın Valiliğine tayin edildi. İzmir'e geldiğinde rahatsızlandığından Fransa kaplıcalarında tedavi için memuriyetten affı ile izin isteği kabul edildi. Bir müddet Fransa ve İngiltere'de bulundu.

Kendisinin İngiltere ricaliyle bazı gizli müzakerelerde bulunduğu duyulduğundan Abdülâziz bundan kuşkulanarak (bunda bir çelişki görüyorum.M.M.!) Konya Valiliği ile uzaklaştırmayı uygun gördü ve 1875'de Konya Valiliğine tayin etti. Ve tayin emri Avrupa'da kendisine telgrafla tebliğ edilip derhal geri dönmesi bildirildi.

İstanbul'a gelince Saraydaki taraftarlarının gayretiyle Konya'ya gitmekten kurtuldu.

Hersek ihtilalinin ehemmiyet kesbetmesi üzerine 21 Ağustos 1875'de üçüncü defa Seraskerliğe getirildi.

Hersek ihtilâlinin yatıştırılması için Sırbistan'a asker şevkinde haklı olarak israr ettiğinden Rus Elçisi Ignatiyef'in telkiniyle l Ekim 1875'de Seraskerlikten azledildi.

Azlinden sonra hemen Selanik Valiliğine tayin edildiğinde hazırlıklarını yaparken Süleymaniye civarındaki konağı yandı. Yangından 10 gün sonra Selânik'ten vazgeçilerek Hüdavendigar Valiliğine tayin edildi.

İstanbul hadisesinden sonra Sadarete Mütercim Rüştü Paşa geçince Hüseyin Avni Paşa, 12 Mayıs 1876'da dördüncü defa Seraskerliğe getirildi.

Serasker iken Mithat Paşa'nın konağında bir gece yapılan Vükelâ toplantısında Çerkeş Hasan adlı bir subay tarafından 16 Haziran 1876 da öldürüldü.

3 ncü ve 4 ncü rütbeden Mecidi nişanı ile 1 nci rütbeden murassa nişanı vardır.

Vatanına en büyük hizmeti, Seraskerliğinde yorulmak bilmeyen bir azimle Orduyu ıslaha çalışmasıdır. O zamana kadar Fransa örneğinde tertiplenen orduyu 1870 harbinde Fransa'ya karşı üstünlüğünü isbat eden Prusya'dakine benzer teşkilâtlandırmaya girişmiştir.

Ordu sayısını yediye çıkarmış, askeri kuvveti 200 binden 500.000 kişiye yükseltmiştir.

Orduyu yeni silâhlarla donatmaya gayret göstermiştir. Bu arada Amerika'dan 600.000 adet Martini tüfeği satın alınmış, Alman Krupp fabrikasından da toplar getirtilmiştir.

Subayların, erlerin savaş kabiliyetlerini geliştirecek yeni talim usullerinin tatbikine, sık sık manevralar yapılmasına ayrıca önem vermiştir.

Ordunun tabib ihtiyacını karşılamak üzere açılan Mekteb-i Tıbbiye'de dersler Fransızca okutulmakta idi. Öğrenimin Türkçe yapılması için girişilen teşebbüsler o zamana kadar sonuç vermemişti. Bu gaye için kurulan Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye'nin tıp terimlerini Türkçeleştirmek maksadıyla hazırlanmasını ele aldığı «Tıp Lügati» kendisinin maddi yardımıyla tamamlanabilmiş ve Askeri Şûra'nın bir kararı ile 1870 yılında Mekteb-i Tıbbiye'de Türkçe öğrenime başlanmıştır.

1876 senesinde İstanbul'da Vükelâ toplantısında bir suikast neticesi vefat etmiş ve Süleymaniye Camii bahçesinde medfundur.

 

“Mithat Paşa’nın Hatıraları”

Kitabında Hüseyin Avni Paşa’nın Asker Kişiliği

 

Osman Selim Kocahanoğlu’nun yayına hazırladığı bu kitabın alt başlığında “Yıldız Mahkemesi ve Taif Zindanı” yazılıdır. Kitapta önemli bir bölüm Hüseyin Avni Paşa’ya ayrılmıştır. Çünkü bu davanın bir numaralı sanığı Abdülaziz’i kansız deviren Serasker Gazi Paşa’dır. Adı geçen kitabın 199.sayfasında şöyle der:

“Hüseyin Avni Paşa kurmay (Erkan-ı Harp) sınıfından yetişmiş ve bütün emsalinden üstün, cesaretli ve muktedir bir asker olduğu halde, askerliğin nazari ve pratik taraflarını ikmal ederek birkaç defa hak ettiği Seraskerlik makamına gelmiştir. Ve Sultan Aziz zamanında askerin disiplini ve redif ve müstahfız sınıflarının sonraki tertibatı ve teşkilatı ile harp araçlarının tamamlanması gibi yapılan şeylerin hepsi bu zâtın eseridir.

Emir ve kumandasına da herkesin güven ve inancı olduğundan, eğer hayatta ve makamında kalsaydı, Sırp ve Karadağ muharebelerinin bu derece yayılmayacağı ve belki Rusya muharebesinin de bu sonuca varmayacağına herkesin tam itimadı vardı.

İşte böyle bir zâtın diğer arkadaşlarıyla beraber Çerkes Hasan gibi denî ve alçak bir adamın mağduru olmasıyla, şahsi kin ve ihtiraslarının intikamını almış oldukları zan ve inancında bulunanlar muharebe-i sabıkta (93 Harbi kastediliyor) milletin döktüğü kan, kaybettiği mal ve mülk ile pek pahalıya ödemiş oldular.”

 

“… Rumeli’deki ayaklanma hakkında gereken tedbirlerin bir tarafı askeriyeyi ve diğer tarafı hariciyeyi ilgilendirdiği için böyle bir Serasker ve böyle bir Hariciye Nazırı’nın bulunması her zamankinden daha zaruri idi. Hâlbuki bunların böyle telef edilmelerinin maddi ve manevi zararını tamamıyla devlet ve millet çekmiştir. Bunun hakikatini akıl ve insaf ile düşünen, devlet ve milletini seven hamiyet sahipleri ne kadar çok mahzun ve mükedder olmuşsa, devlet ve millet düşmanları da o derece memnun ve şadûman olup bayram yapmışlardır. Gerçekten de devlete lazım olan adamların ortadan kaldırılmasından istifade eden düşmanlara göre, memnuiyetleri tabii olacağından garipsenemez.”

 

(*) Bu metin Cumhuriyetin 50. Yılı nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı tarafından 1973 yılında yayınlanan “MÎLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINDA 150 YIL” adlı kitabın yer aldığı internet sitesinden alınmıştır.  

 

Kaynaklar:

http://www.dallog.net/tdsa/huseyinavni.htm

www.atukad.org.tr/rte/devam_yazi.asp?idyazi=66

http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/H%C3%BCseyin_Avni_Pa%C5%9Fa

http://www.azerbaycanturkleri.com/maresal-suleyman-pasa  (Osmanlı'da ilk Türkçüler)

MÎLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINDA 150 YIL. M.S. Bakanlığı 50. Yıl Yay.

Mithat Paşa’nın Hatıraları, Osman Selim Kocahanoğlu, Temel Yay.

 

Mahiye Morgül

 

(devam edecek)

 

Diğer Haberler

  • ÜZEYİR HACIBEYLİ’YE TÜRKÇE SAYFA
  • KILIÇARSLAN’I SİLMEK.!
  • SREBRENİCA KATLİAMI UNUTULMAYACAK
  • MENDERES’TEN ERDOĞAN’A PATRİKHANE
  • HZ. MUHAMMED'İN HIRKASINA SÜRTÜLEN DESTİMALLER
  • ŞEYHİMİZ, ŞIHIMIZ ÇOK, FİLOZOFUMUZ YOK.!
  • BEYAZ KÜRTLERİN GİZLİ İKTİDARI
  • BÜYÜK YAHUDİ GÖÇÜNÜN GERÇEK HİKÂYESİ
  • 74 YILLIK FAİLİ MEÇHUL: NURİ KİLLİGİL PAŞA
  • BUGÜN GÜNLERDEN ÂŞIK VEYSEL
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP