TARİHE SAYGISIZLIK DEVAM EDİYOR.!

1940’lı Yıllara Kadar Valilik Konağı Olarak Kullanılan Ve Mimari Olarak Kahramanmaraş’ta Bir Örneği Daha Olmayan ‘Paşa Konağı’ Kelimenin Tam Anlamı İle Kaderine Terk Edilmiş Durumda..

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

TARİHE SAYGISIZLIK DEVAM EDİYOR.!

 

Yapılanları Yadsımıyoruz. Ancak;




1940’lı Yıllara Kadar Valilik Konağı Olarak Kullanılan Ve Mimari Olarak Kahramanmaraş’ta Bir Örneği Daha Olmayan ‘Paşa Konağı’

Kelimenin Tam Anlamı İle Kaderine Terk Edilmiş Durumda..

Bahçesinin birilerine tesis kurmaları için verilen binanın da ne olacağı belirsizliğini koruyor.!

 


SÜLEYMANLI - ZEYTUN


Eylül-2016 da gerçekleştirdiğimiz kışlaköy Şehitliği ziyaretimiz sırasında gördük ve anladık ki;

Attıkları zaman mangalda kül bırakmayan Osmanlının Torunlarının Zeytun-Süleymanlı Kışlaköy'den bilgi ve haberleri yok. Kışlaköy'de bulunan 15. yüzyıl Osmanlı dönemi tarihi eserlerinden Kantarma Köprüsü, -kanlı köprü- yanı başına dikilen kitabeye göre 2011 yılında Karayolları 5.Bölge Müdürlüğü tarafından onarılmış fakat sahipleri tarafından gereken önem verilmediği için atıl bırakılmış.

Köprünün yanına gitmek, üstünden altındaki kanyona bakmak için keçi olmak lazım. Çalılardan atlayıp, çöplerin üzerinden hoplayıp, zıplayıp ancak köprüye varabilirsiniz, tabii yuvarlanıp bir yerlerinizi incitmez ve kırmazsanız.!

SÜLEYMANLI - ZEYTUN

Kahramanmaraş'ın batısında, Ceyhan Nehri ile Göksun Çayı arasında ve yüksek dağlar arasında dar bir vadi içindeki Zeytun Çayı üzerindekurulmuş eski bir yerleşim merkezidir Süleymanlı.

Bölgenin yüzeyi suyu bol ve şiddetli akışa malik birçok dereler ile kesildiği için çok girintili ve çıkıntılı bir durumdadır. Bu nedenle evler dik yamaçlara yaslanmış düzensiz bir görünüm arz etmiştir.

 

Zeytun adını burada uzun süre yasayan Ermeni kralının kızı "Zeytune Hatun"dan almıştır. Halk dilinde "Zeytin" diye geçmektedir.

Çok uzun süre ermenileri barındıran bu köy şimdileri 1913-1914 yıllarında Yunanistan'ın Selanik ilinin Ayvalık ve Karaferya kasabalarından gelen halkı barındırmaktadır.

 

700 yıllık tarihi olan köy sayılı tarihi eserleriyle önemli bir yere sahiptir.

En önemli eserleri Selçuklular döneminden kaldığı tahmin edilen çeşme (soğuk çeşme) ve kanlı köprü ile tarihi hamam bulunmaktadır.

Süleymanlı adını ise Ermenilerin kurduğu "Zeytun Fedai Alayı" adlı çeteyle savaşırken şehit düşen Maraş Jandarma Bölük Komutanı Binbaşı Süleyman Bey'in ismine izafeten "Süleymanlı" olarak değiştirilmesi üzerine almıştır.

Binbaşı Süleyman Bey'in şehit edilmesi olayı:

1915'li yıllar. Yaralı bir aslanı andıran Osmanlı İmparatorluğu çalkantılı ve karanlık yıllarla boğuşmaktadır.

İşbirlikçi hainler, Osmanlının zayıflamasını fırsat bilen ve yıllardır bu bu toprakların ekmeğini yiyen Ermeniler ve dış düşmanlar imparatorluğun çöküşünü hızlandırmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Dış güçlerin kışkırtması ve Osmanlı'nın zayıflamasını fırsat bilen Ermeniler her yerde olduğu gibi Zaytun'da da sık sık isyanlar çıkararak, civardaki Türk köylerine saldırarak katliamlar yapmakta, onların canları malları ve namuslarını tahdit etmektedir.
Bu isyanlarda her zaman olduğu gibi kiliseler önemli rol oynamakta ve Ermeni Çetelerini kışkırtarak Türklerin üzerine salmaktadır.

İsyanların artık dayanılmaz bir noktaya gelmesi üzerine Osmanlı İmparatorluğu emri ile bölgeye Binbaşı Süleyman Bey komutasında bir birlik gönderilir.

 

Zeytun'a intikal eden birlik baş kaldıran Ermenilerin karargahı olan "Tekke Kilisesi"ni kuşatır. Fakat Zeytun'un cağrafi yapısı Ermeniler'in işini kolaylaştırdığından çatışmalar uzun sürer. Çatışmalar esnasında bir çok Ermeni İsyancı öldürülür.

 

Fakat birlik komutanı Jandarma Binbaşı Süleyman Bey emrindeki 7 asker  ile birlikte, 15 Şubat 1915 günü şehit düşer; 26 asker ise yaralanır.

İşte bunun üzerine; Osmanlı Padişahı tarafından Süleyman Bey'in anısına gönderilen ferman ile (irade-i seniye) bu tarihe kadar Zeytun ismi "Süleymanlı" olarak değiştirilir.

 

Bu gün Süleyman Bey Süleymanlı Köyü'nün Kışla obasında bölgeye hakim bir tepe üzerindeki şehitlikte 1915'te şehit olan arkadaşları ile koyun koyuna yatmaktadır. Ruhları şâd olsun.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2016 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –okkesb@turkfreezone.com,

   

ZEYTUN - SÜLEYMANLI'DA YAŞANAN ÖNEMLİ OLAYLAR.!

1064 *Ermenilerin Bizanslılar döneminde bölgeye ilk geldiği yıllar.
1780 *Maraş Valisi Ömer Paşa Zeytun’da öldürüldü. Zeytun 7 ay kuşatmada kaldı.
1782 *Ali Paşa Zeytun’a karşı harekete geçti Göredin bölgesinde yenildi.
1808 *Maraş Mutasarrıfı Kalender Paşa Zeytun’u 9 ay kuşatarak 6 kese vergiye başladı.
1819 *Çapanoğlu Celal Mahmut Paşa Zeytun üzerine yürüdü bir sonuç alamadı.
1829 *Kayseri Valisi Köse Mehmet Paşa Zeytun’a yürüdü.
1832 *Beyazıtoğlu Süleyman Paşa Zeytun üzerine yürüdü.
1835 *Tosun Paşa vergi borcu yüzünden Zeytunluları hapsetti.
1852 *Mutasarrıf İşkodralı Mustafa Paşa 150.000 kuruşluk birikmiş vergi borcu yüzünden Zeytunlular üzerine yürüdü.
1856 *500-600 Kişilik Zeytun Ermenisi Maraş’ı basarak şehri yağmaladı.
1862 *Zeytun Ermenileri dış güçlerin tesiri ile ilk siyasi isyanı çıkardı.
1878 *İkinci büyük siyasi isyan. Avrupalı devletlerin işe karışmaları ve ve korumaları ile ayrıcalıklı bir muhtariyet sağlamak için…
17 Ocak 1879 *İngiliz baskıları sonucu Zeytun’daki tutuklu Ermeniler serbest bırakıldı.
1893 Yılında;  Zeytun’da Amerikan Protestan Kız Mektebi ve Protestan Erkek Mektebi açıldı.
15 Ekim 1895 *Ermeniler kışlaya hücum etti ve esir aldıkları 600 Türkü öldürdü. Hükümet konağına Ermeni bayrağı çekildi.
24 Ekim 1895 *Zeytunlu Ermenilerin en büyük isyanı. Bu isyanda Türkler 20.000 kayıp vermiştir.
11 Şubat 1896 *Türkler ve Ermeniler arasında anlaşma imzalandı.
13 Şubat 1896 *Maraş Mutasarrıfı tutuklu Ermenilerin affedilmesi için Zaptiye Nazaretine yazı yazdı.
23 Mart 1896 *İsyanı çıkaran Agasi ile dört arkadaşı Fransız Konsolosluğundan teminat alınarak Fransız vapuruna bindiler.
25 Nisan 1880 *Zeytun Kazası kaymakam muavinliğine Serkiz Efendi tayin edildi.
13 Ekim 1882 *Serkiz Efendi Zeytun kaymakamlığına tayin edildi.
Mayıs 1896 *Zeytun’a Hıristiyan kaymakam tayin edildi.
6 Haziran 1896 *Zeytun’da Doktor Şaşiyan kaymakamlığa atandı.
1897 *Zeytun’a tabi Fırnız nahiyesi müdürlüğüne Kigorok adlı Ermeni atandı.
22 Eylül 1896 *Zeytun Kazası kaymakamı Yevanaki Efendi ile muavini Mehmet İzzet Bey’e 6. rütbe verildi.
2 Ekim 1896 *Zeytun Ziraat Bankası Sandığı Katibi Esador Efendi’ye 5. rütbeden Nişan-ı Mecidi verildi.
19 Mayıs 1897 *Zeytun Kaymakamı Bonaki Efendi ile Papaz Karebet’in fesada teşebbüslerinden dolayı bölgeden uzaklaştırılmaları istendi
19 Ağustos 1898 *Zeytun Kazası Belediye Reisi Asadur Efendi’ye iftihar madalyası verildi.
15 Mart 1899 *Zeytun Kaymakamlığı’na Anastas Efendi tayin edildi.
10 Nisan 1899 *Haleb Vilayeti dahilinde Zeytun Kazası Kaymakamlığı’na Keşan Kaymakamlığı’ndan ayrılan Enesdos Efendi tayin edildi.
26 Ekim 1900 *Zeytun Ermeni Reis-i Ruhanisi Derkarabet Efendi’ye dördüncü, Zeytun muteberanından Nezaret Ağa’ya 5. rütbelerinden birer Nişan-ı Mecidi verildi.
10 Ağustos 1908 *Zeytun Sandık Emini Serkis Efendi 24 lira emaneti suistimal ettiğinden Maraş mahkemesince tutuklandı.
26 Kasım 1912 *Zeytun ve çevresinde zaman zaman eşkıyalık hareketleri ortaya çıkmaya başladı.
1914 *Zeytun Ermenilerini temsilen bir delegasyon Petersburg’a giderek yardım istedi.
Şubat 1914 *Zeytun Ermenileri İngiliz komutan Maxwell’den isyan işaretini aldılar
4 Temmuz 1914 *Sosyal Demokrat Hınçakyan Komitesi Zeytun sorumlusu olarak Mihran Ağaçaryan’ı atadı.
17 Ağustos 1914 *Osmanlı’nın 1. Dünya Savaşına katılmasını fırsat bilen Ermeniler ilk ayaklanmayı Zeytun’da çıkardı.
13 Eylül 1914 *Zeytun’lu Ermeniler yolcuları soymaya ve askerlere saldırmaya başladı.
Şubat 1915 *Ermenler, Zeytun’a Maraş’tan asker ve cephane sevk etmeye gelen cephane koluna saldırarak 6 jandarmayı öldürüp ikisini de yaraladı.
Mart 1915 *Türk kuvvetleri isyanı bastırmak için Zeytun’a hareket etti.
25 Mart 1915 *Zeytun’da Türk kuvvetleri ile Ermeniler arasına çarpışmalar başladı.
25 Mart 1915 *Binbaşı Süleyman Bey şehit düştü. Süleyman Bey’le beraber 8 asker dada şehit oldu ve 26 asker de yaralandı.
27 Mart 1915 *Zeytun Kasabası’nda toplanan halk köylerine dağıldı.
29 Mart 1915 *Zeytun soruşturmasının semeresi Maraş’ta görülmeye başladı ve 300 eşkıya askere teslim oldu.
10 Ağustos 1914 *Zeytun’daki Türk yetkilileri umumi seferberlik ilan ettiler.
30 Ağustos 1914 *Maraş Mutasarrıfı Haydar Paşa 600 askerle Zeytun’a geldi.
Şubat 1915 *25 Ermeni eşkiyası Maraş yolunda 9 atlı Türk jandarmayı öldürdü.
24 Mart 1915 *Maraş’a çağrılan Ermeni liderler barış konusunda ikna edilemedi.
10 Nisan 1915 *Zeytun’da bulunan Ermeniler’in tehciri (göç) başladı.
20 Nisan 1915 *Tehcirden sonra boş kalan Zeytun kazasına Ayıntap muhacirleri sevk edildi.
26 Nisan 1915 *Ermeniler’in Halep’in güneydoğusu ile Urfa ve Zor havalisine sevkleri istendi.
27 Nisan 1915 *Zeytun’daki çatışmlarada Zeytun Belediye Başkanı Ermeni Çetebaşı Nezaret Çavuş öldürüldü.
16 Mayıs 1915 *Zeytun ismi Süleymanlı olarak değiştirildi.
İklbahar 1915 *Osmanlı Hükümeti 6000 kadar askerini Zeytun’un üst taraflarında bulunan kışlalara yerleştirdi.
10 Haziran 1915 *Yayımlanan bir talimatname ile Emeniler’in malları koruma altına alındı.
30 Mayıs 1915 *Meclis-i Vükela Ermeniler’in nakli konusunda ayrıntılı bir mazbata yayınladı.
31 Aralık 1918 *Ermeniler’in de içinde bulunduğu azınlıkların geri dönüşü için kararname imzalandı.


25 Kasım 1919 *Fransızlar Zeytun kasabasını işgal ettiler.
Aralık 1919 *Zeytun’a 1500 ile 5000 kadar Ermeni geri döndü.
6 Ocak 1920 *Zeytun Ermenileri civardaki ılıcada yıkanmakta olan Zeytun müfrezesinden 3 jandarmayı nahiye içerisine götürüp hapsettiler.
5 Mart 1920 *Beşen Köyü’ne giden Süleymanlı Kaymakamı Ermeniler’le görüştü.
Nisan 1920 *Zeytun’dan Maraş’a, sadakat yemininde bulunmak için dört Ermeni azası geldi.
Temmuz 1920 *Bu tarihli bir raporda Zeytun’a 5000 Ermeni’nin döndüğünden bahsediliyor.
14 Ocak 1921 *Göksun yolu ile silahsız olarak Maraş’a gitmekte olan Pınarbaşı’nın Karakilise Köyü’nden beş kişi Kirazlıdere mevkiinde Ermeniler tarafından şehit edildi.
23 Mayıs 1921 *Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Vekili Fevzi Paşa II. Kolordu Kumandanlığına Zeytun kışlasının tahliye edilerek, yerlerine daha önce Ermenilerin taarruz ve tecavüzünden zarar görmüş Hacıibrahimuşağı Aşireti’nin yerleştirilmesini istedi.
19 Haziran 1921 *Ermeniler’in teslim olmasını sağlamak ve hükümetin beyannamesini tebliğ etmek üzere bir heyet Zeytun’a hareket etti.
26 Haziran 1921 *Türk askerleri Zeytu’nu kuşattı.
25 Haziran 1921 *Emerilere kansız olarak teslim olmaları konusunda güvence vermek ve arabuluculuk yapmak üzere Rafeel Hırlakyan’da Türk kuvvetleri ile berber Zeytu’na hareket etti.
27 Haziran 1921 *Ermeniler’den 597 kişi Türk askerlerine teslim olmayı kabul ederek Zeytundan ayrıldılar Türk karargahına nakledildiler.
27 Haziran 1921 *Türk kuvvetleri teslim olmayı kabul etmeyen Ermenilerin bulunduğu Zeytun kışlasını topçu ateşine tuttu.
29 Haziran 1921 *Gece, şiddetli rüzgâr ve karanlıktan faydalanan isyancı Ermeniler kışlanın batısındaki dereye inerek Sulak (şimdiki Solak dağı) dağının engebelerinden faydalanarak kaçtılar.
30 Haziran 1921 *Bir kısmının kaçması; bir kısmını öldürülmesi ve bir kısmının da teslim olması sonucu Zeytun, (Süleymanlı) Ermenilerden tamamen temizlendi.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2016 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –okkesb@turkfreezone.com,

  

 

İŞTE TARİHE SAYGIMIZ BU KADAR.!



Kahramanmaraş-Tarihi Kilise; Kahramanmaraş'ın tarihine bakıldığında Ermeniler,Yahudiler yerleşik ve Kurtuluş savaşı döneminde de İngilizler ve Fransızlar şehirde geçici yaşadıkları görülmektedir.


Bu yüzden Hıristiyanlara ait çok sayıda eser var.

Bu tarihi kilise Kahramanmaraş'ın sit alanı içerisindeki Kurtuluş Mahallesinde yer almaktadır bu mahallede Yahudi mahallesi resmi olarak günümüzde devam etmektedir.

Bu tarihi bina ilk olarak kilise olarak görev yapmış, daha sonra İstiklal İlkokulu en sonunda da sağlık ocağı olarak hizmet vermektedir.

Kilisenin arkasında dehlizlerle bağlantılı hamam bulunmaktadır. 


DURMAK YOK AYIPLI İŞLER YAPMAYA DEVAM

Söz  konusu kilise'nin arkasındaki hamamı bulmak için oraya bakıldığında; Şu an sağlık ocağı olarak kullanılan, cumhuriyetin ilk yıllarında yatılı mektep, ondan öncesinde iki katlı bir kilise olduğu söylenilen bu yapının hemen arkasında bulunan hamamın ne yazık ki sadece kalıntılarını görebilirsiniz. Belge niteliğinde birkaç kare fotoğrafını görebilirsiniz. 
Fotoğraflarda büyükçe bir daire etrafında sıralanan kurnalar gözükmekte. Sanırım üstünde de büyükçe bir kubbesi vardı. Tamamen çökmüş. Diğer bölümleri de toprak altında zamana direniyor... 

Yerel basında bu hamam ile ilgili bir haberlerde zamanın Kurtuluş mahallesi muhtarı Necati Namlı'nın Mahalle ziyaretinde bulunan belediye başkan vekili Cevdet Kabakcı'ya bu hamam hakkında bilgiler verip, acilen kurtarılması gerektiğini dile getirmiş.

İsminden Paşa hamamı olarak bahsedilen bu hamamın 16. yüzyıl ortalarında yapıldığı tahmin ediliyor. İnşaat kitabesi bulunmayan yapının iç mekan merkezinde Yahudi havuzu bulunmakta imiş.

Hamam 1952 yılına dek işletilmiş. Daha sonra kaderine terk edilmiş. Şu an Vakıflar Genel Müdürlüğü koruması altında.

Divanlı mahallesine de bir cami yaptıran Maraş valisi Ahmet Paşa'nın eşi ve çocukları için bu hamamı yaptırdığı, isminin de o yüzden Paşa hamamı olarak bilindiği söyleniyor. 1967 Maraş il yıllığında 16. yüzyıl dönemine ait valilerin isimleri boş bırakılmış kesin bilgi yok.

Şehir merkezinde Belediye, Bakırcılar ve Semerciler çarşıları başta olmak üzere, iki konak, bir hamam, bir cami ve Taş Mescit'in restorasyonu gerçekleştirildi. Paşa Konağına ne zaman sıra gelir ve tarih yeniden nasıl canlanır bilinmiyor. 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2016 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –okkesb@turkfreezone.com,

 

KAHRAMANMARAŞ
Kahramanmaras, not to be confused with Karaman, is a town located in the upper basin of the Pyramus (Ceyhan), the most important river of Cilicia, but from a historical point of view Maras (as the town was called until 1973) is not part of that region. 

 

1-

The castle


The Mongols invaded Anatolia in the XIIIth century and they weakened the control the
 Sultans of Rum had over that region. In Maras a local powerful family took advantage of the power vacuum to establish a beylik, a small principality. This beylik was named Dulgadir (or Dulgadirogullari) after the ruling family and it became a buffer state between the Mongol Ilkhanate of Persia and the Mamelukes of Egypt. It also bordered on the Kingdom of Lesser Armenia, an ally of the Mongols, whereas the beylik was supported by the Mamelukes. 

 

2-

View from the castle (lower left corner Ulu Camii and Tas Medresesi)


In the late XIVth century the Ottomans expanded their possessions in Anatolia and in 1399 Sultan Yildirim (Thunderbolt) Beyazit I conquered Maras. The Dulgadir took advantage of another invasion to regain control of their beylik: in 1402 Sultan Beyazit was defeated and captured at Ankara, by Timur, a warlord who was based in Samarkand in Central Asia. Timur favoured the return to power of the Dulgadir. 
Sultan Mehmet I, son of Beyazit, re-united the traditional Ottoman possessions in 1413 and he established an alliance with Dulgadir by marrying Emine Hatun, daughter of the Maras bey. She was the mother of Sultan Murat II. 

 

3-

Minarets: (left to right): Ulu Camii and in the background Hatuniye Camii, detail of Ulu Camii, Arasa Camii and Burmali Minare


The Dulgadir beylik was an Ottoman ally for almost a century until the expansionist policy of Sultan Selim I led the bey of Dulgadir to form an alliance with Mamelukes and Safavids (Persians) to contain the Ottoman threat; Sultan Selim intervened before his enemies could join forces and occupied Maras; the small beylikwas annexed and the members of the local dynasty were either executed or joined the Ottoman ruling class. 

 

4-

Old houses in Kurtulus (Liberation) district


After the annexation to the Ottoman Empire Maras became a sleepy provincial town: this situation lasted until February 1919 when British troops occupied Maras, as a consequence of the collapse of the Ottoman Empire at the end of WWI.

In November 1919, the British were replaced by French troops who were complemented by many Armenians; this led to the almost immediate reaction of the Muslim population of Maras; for three months the French had to face urban warfare, which eventually forced them to leave the town followed by the Armenian community.

In the course of these events many historical monuments were damaged, chiefly the castle, of which only a few walls survived. In 1973 the Turkish Parliament addedKahraman (heroic) to the name of the town, hence Kahramanmaras (a similar recognition was given to Antepand Urfa). 

 

5-

Kurtulus district: (left) a decorated entrance; (right) the door of a Muslim house


The recent urban development of the town has added to the destruction of old Maras, with only the bazaars and the district behind them retaining some old buildings. This district is now called Kurtulus (Liberation), but in the past it was the Jewish quarter and this may explain why it was less damaged during the 1919 urban warfare; towards the end of the XIXth century not many Jews still lived in Maras and some of their houses were bought by Muslims; in some instances the new landlords made clear their ethnic/religious allegiance by decorating their doors with nails composing a crescent moon and a star, a symbol of Islam and of the Ottoman Empire (and of today's Republic of Turkey). 

 

6-

(left) Archaeological Museum exhibits; (right) relief portraying a banquet

 

http://romeartlover.tripod.com/Turmag11.html

All images © by Roberto Piperno, owner of the domain. Write to; romapip@quipo.it. Text edited by Rosamie Moore. Page added in July 2009.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2016 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –okkesb@turkfreezone.com,

 

KAHRAMANMARAŞ TARİHİ ESERLERİ

Kahramanmaraş doğal güzellikleri ve tarihi eserleri çok olan bir ilimizdir. Fakat tarihi eserlerden çok az bir kısmı kullanılır vaziyettedir.

Kahramanmaraş tabii güzellikleri ve tarihi eserleri çok olan bir ilimizdir. Fakat tarihi eserlerden çok az bir kısmı kullanılır vaziyettedir. 
Ulu Cami: Dulkadiroğullarından Alaüddevle bin Süleyman tarafından 1496’da yaptırılmıştır. Ekmekçi Mahallesindedir. Caminin ahşap işleri ve süslemeleri çok güzeldir. Mihrabı bitki ve geometrik motiflerle süslüdür. Minare renkli taş süslemeli ve Memluklü tarzındadır. 
Hatuniye Camii: Yavuz Sultan Selim’in büyükannesi ve Alaüddevle’nin hanımı Şemsi Sultan tarafından yaptırılmıştır. Pencere demirleri dövme demirden yapılmış olup, büyük bir sanat eseridir. Son cemaat yerinin solunda bir türbe bulunmaktadır. 
İklime Hatun Mescidi: Alaüddevle’nin kızı İklime Hatun adına 1549’da yaptırılmıştır. Yanında bir türbe vardır. Kare planlı mescidin kubbesi yıkılmıştır. 
Ulu Cami: Elbistan ilçesindedir. On altıncı asırda Osmanlılar devrinde yapılmıştır. Minaresi kesizgen tabanlı ve silindirik gövdelidir. 
Taş Mescid ve Medrese: Alaüddevle’nin kızı adına yapıldığı tahmin edilen yapının kitabesi yoktur. Medrese dörtgen planlı açık avlu çevresinde sıralanmış bölümlerden meydana gelmektedir. Yanında mescid ve türbe olup, türbede dört kabir vardır. Medrese Hafız Ali Efendi İlmi Eserler Kütüphanesi ve mescid olarak kullanılmaktadır. 
Eshab-ı Kehf Külliyesi: Afşin ilçesine 7 km uzaklıkta cami, ribat ve kervansaraydan meydana gelen bu külliye Eshab-ı Kehf’in makamları olarak kabul edilir. 
Ceyhan Köprüsü: Eski Kahramanmaraş-Göksun yolunda Ceyhan Nehri üzerinde kurulmuştur. On dört veya on altıncı asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. 150, 60 m uzunluğunda altı gözlü bir köprüdür. Çeşitli devirlerde yapılan tamirler yüzünden orijinal yapısı kaybolmuştur. 
Maraş Kalesi: Şehrin ortasındadır. Hititler zamanında yapılan yığma tepe (Höyük) üzerine M.Ö. 8. asırda yapılmıştır. Yıkık kalenin duvarları onarılmıştır.

Eskiden Maraş Müzesi bu kaleydi. Hitit, Roma ve Osmanlı devirlerine ait eserler sergilenmektedir. Selçuklular tarafından tamir ettirilmiş olan kaleye Kanuni Sultan Süleyman Han cami yaptırmış ve kaleyi onartmıştır.

Kanuni devrinde kalede 10 adet ev bulunuyordu. İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan Hitit “Maraş Arslanı” heykeli bu kaleden alınmıştır.

Kalede dört Arslan bulunuyordu. Üçü kayıptır. Kale 128 x 60 = 7680 m2 sahayı kaplar ve duvar kalınlığı 160 santimetredir. Kalede bugün park vardır.Kale ile Çukurhamam arasında tünel yer alır. 
Sütçü İmam Anıtı: Kurtuluş Savaşı sırasında Türk kadınlarına sarkıntılık yapan Fransız askerini öldüren ve böylece düşmana karşı direnişi başlatan Sütçü İmam hatırasına şehit edildiği yere 1936’da dikilmiştir. Kitabesinde; “31 Teşrin 1920’de Sütçü İmam, Türk namusunu burada silahıyla korudu, 1936” yazılıdır. 

Meryem Çil Kalesi: Andırın’dadır. Efsanelere konu olmuştur. 
Köroğlu Kalesi: Pazarcık’ta ve Aksu Vadisi üzerinde, Abbasiler tarafından Toroslardan gelecek Bizans saldırılarına karşı sekizinci asırda yapılmıştır. 
Hurman Kalesi: Afşin yakınlarındadır. Romalılar devrinden kalmıştır. 
Kız Kulesi: Elbistan ilçesinin Kale köyünde bir tepe üzerindedir. Kaleden günümüze sadece burç kalıntıları ulaşmıştır. Ortaçağlara aittir. Hitit Mezarları: Ahırdağ eteklerindedir. Karahöyük: Elbistan’da olup Hititlere ait yerleşme merkezidir. Mamut İskeleti: Gavur Gölü kurutulurken, taşlaşmış çok eskiden yaşayan “mamut” iskeleti bulunmuştur.

Kırk Mağaralar: Pazarcık’tadır. Yılanlı Mağara: Pazarcık-Ufacıklı köyü yakınındadır.

Göksun Kalıntıları: İlçeye bağlı 5 km uzaklıktadır. Taban mozaikleri, kilise kalıntıları ve kral mezarları vardır. Çamurlu ve Değirmendere köylerinde ise çok miktarda Oyma Taş Mağaraları çeşitli devirlere ait kale kalıntıları ve antik çağa ait eserler bulunur. 
Mesire yerleri: Kahramanmaraş’ta tabii güzellikler çoktur. En önemlileri şunlardır: 
Güvercinlik: Maraş-Kayseri karayolu üzerinde il merkezine 15 km uzaklıktaki güzel bir mesire yeridir. Güvercinlik Barajının yakınında yerden kaynayan suları vardır. 
Ali Kayası: Maraş-Kayseri karayolu üzerinde il merkezine 25 km mesafede, görünüşü çok heybetli 150 m yükseklikte dimdik bir kara taş kütlesidir. Menzelet Barajının dolmasıyla yarısı sular altında kaldı. 
Fırnız: Etrafı ormanlarla kaplı bir vadidir. Vadiden akan suyun etrafı güzel bir dinlenme yeridir. Suda tatlı alabalık bulunur. 
Tekir: Çam ve ardıç ormanları ve bol akarsuları ile güzel bir mesire yeridir. Ardıç, ismi verilen pınarın suyu meşhurdur. Yakınında bulunan Delihübek Dağının balı ile Tekir Çayının alabalığı meşhurdur. 
Çınar Geçidi: Andırın ilçesine 4 km uzaklıkta orman içi dinlenme yeridir. Soğuk suları meşhurdur. 
Döngele Mağaraları: Maraş-Kayseri yolu üzerinde, il merkezine 35 km uzaklıktadır.Mağaralarda eski devirlere ait kalıntılar ile soğuk kaynak suları vardır.Kaynak suları mağara eteğinde Tekir Çayını meydana getirir.Türkiye’nin en nefis alabalıkları bu çayda bulunur. Çevrede turistik tesisler vardır. 
Kumaşır Gölü: Maraş-Adana yolu üzerinde il merkezine 9 km uzaklıktadır. Suyu pırıl pırıl, balığı bol, etrafı yemyeşildir. 
Kaplıca ve Ilıcaları: Kahramanmaraş’ta bulunan şifalı sulardan yeterince faydalanılmamaktadır. 
Ekinözü (Cela) İçmeleri: Elbistan’a 25 km uzaklıkta Ekinözü ilçesindedir. Tesisleri mevcut olan kaplıcanın suları metabolizma hastalıklarına, şişmanlık ve gut hastalığına, safra kesesi, karaciğer, mide ve barsak hastalıklarına iyi gelmektedir. Böbrek taşlarını düşürmekte de faydalanılır. 
Hopur İçmesi: Kahramanmaraş’ın Merkeze bağlı Şerefoğlu köyü yakınlarındadır. Suyu ve çamuru deri hastalıklarına, böbrek taşlarını düşürmeye ve iç hastalıklarına iyi gelmektedir. 
Zeytin Kaplıcası: Süleymanlı bucağına bağlı Ilıcaköy kasabasında bulunan kaplıcanın suyu romatizma ve deri hastalıklarına faydalı olmaktadır. 
DöngelKaplıcası: Döngel köyüne 2 km uzaklıkta yer alan kaplıcanın suyu romatizmal hastalıklara ve çeşitli deri hastalıklarına iyi gelmekteydi. 1990 senesinde Sır Barajında su toplanması ile kaplıca sular altında kaldı.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2016 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –okkesb@turkfreezone.com,

Metni

Diğer Haberler

  • ÜZEYİR HACIBEYLİ’YE TÜRKÇE SAYFA
  • KILIÇARSLAN’I SİLMEK.!
  • SREBRENİCA KATLİAMI UNUTULMAYACAK
  • MENDERES’TEN ERDOĞAN’A PATRİKHANE
  • HZ. MUHAMMED'İN HIRKASINA SÜRTÜLEN DESTİMALLER
  • ŞEYHİMİZ, ŞIHIMIZ ÇOK, FİLOZOFUMUZ YOK.!
  • BEYAZ KÜRTLERİN GİZLİ İKTİDARI
  • BÜYÜK YAHUDİ GÖÇÜNÜN GERÇEK HİKÂYESİ
  • 74 YILLIK FAİLİ MEÇHUL: NURİ KİLLİGİL PAŞA
  • BUGÜN GÜNLERDEN ÂŞIK VEYSEL
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP