Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
SATRANÇ; “ZEHRA’NIN BABASI” “CENGİZ HOCA’NIN KIZI”
Satranç'ta WIM Zehra Topel; “Zehra’nın Babası” “Cengiz Hoca’nın Kızı”; 2003-2004-2005 Türkiye Yaş Grupları 2007 Türkiye Kadınlar Şampiyonu
Fatma YILMAZ: Biz sizi, yaş grupları şampiyonluklarınızla tanıdık. Ulusal ve uluslararası başarılarınızla hep gündemimizde oldunuz, kadın milli takımımızın adeta vazgeçilmeziydiniz, sonra bir ara adeta gözükmez oldunuz. Yıllar sonra yeniden milli takıma dönüş… Bunlar Bizim Bildiklerimiz. Peki, Yaşı, Eğitimi, İşi, Ailesiyle… Kimdir Zehra Topel.? Zehra TOPEL: 13 Nisan 1987 Şumen / Bulgaristan doğumluyum. Türkiye’ye 1997 yılında benim satranca olan ilgim ve bu alandaki hızlı gelişimim sonucunda göç ettik, 2000 yılında da tüm ailemle birlikte T.C vatandaşı olduk. Üniversite yıllarıma kadar satrancı profesyonel olarak yaptığım için eğitimime çok fazla önem veremedim, hatta bir süre eğitimime Bulgaristan’da devam ettim, o yıllarda satranç antrenörüm Stoyan Ivanov ile yoğun bir tempoda çalışıyor, okula ise sadece sınav dönemlerinde gidiyordum. Lisansımı T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladım. Daha sonra yine İngiliz edebiyatı alanında West London Brunel University’de yüksek lisansımı yaptım ve 2014 yılında tekrar Türkiye’ye döndüm. Şu anda özel bir Anadolu Lisesinde İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum. Ailemden bahsedecek olursam, ablam Hatice Yaman, eski milli sporcularımızdandır, şu anda aktif sporculuğu bırakmış olsa da 2001 ve 2002 yıllarında iki kez 18 yaş kızlarda Türkiye şampiyonu olmuştur. Annem, Vildan Topel, evimizin sağlıkçısıdır. Şu anda özel bir ilköğretim okulunda hemşire olarak çalışmaktadır. Babam, Cengiz Topel, ise İstanbul’da satranç antrenörlüğü yapmaktadır. Kabullenmem biraz zaman almış olsa da kendisi benden çok daha popülerdir, eskiden “Zehra’nın babası” diye tanıtılıyorken, bugünlerde “Cengiz Hoca’nın kızı” diye ben tanıtılıyorum. Tabii ki de bu çok gurur duyduğum bir durum. Satranca Kimin Aracılığıyla Ne Zaman Başladınız.? Ailemizin satranç antrenörü babam olsa da ben satrancı annemden öğrendim. Bulgaristan’da olduğumuz yıllarda annem kuzenime doğum günü hediyesi olarak satranç takımı almış ve oynayabilmemiz için bize taşların hareketlerini öğretmişti. Daha sonra ilkokul 2. sınıfa geldiğimde, her öğrencinin zorunlu seçmesi gereken aktiviteler listesinin en altında satrancı görüp, ilk profesyonel satranç eğitimlerimi belediyenin satranç kursunda almaya başladım.
Satrançtaki Başarılarınız.? Benim için en önemli başarılarımdan ilki satranca başladıktan 5 ay sonra geldi. Katıldığım 10 yaş altı Bulgaristan Şampiyonasında 4. olmuştum. Kısa sürede elde ettiğim büyük bir başarıydı bu benim için ve buna bağlı olarak sonrasında, Türkiye’ye göç ettik. Ailem benim uluslararası turnuvalarda Türkiye adına oynamamı istiyordu. Bu Kadar Başarıya Rağmen Bir Ara Satranca Ara Mı Verdiniz? Koşullar Mı Öyle Gerektirdi.? Ara vermek zorunda kaldım desem daha uygun olur sanırım. 2007 yılında dönemin Satranç Federasyonu yönetimi ile yaşadığımız sorunlardan dolayı milli takımdan istifa ettim, geri dönüşüm 7 yıl sürdü. 2014 yılında İngiltere’den döndükten sonra tekrar milli takıma davet edildim ve aktif sporculuğa geri döndüm. İngilizce öğretmeni olarak tam zamanlı bir işim olduğu için eskisi kadar aktif olamasam da mümkün olduğunca milli takım kamplarına ve turnuvalarına katılmaya çalışıyorum. Bir Türlü Kopamadığınız, Adeta Yaşam Biçiminiz Olan Satranç Size Neler Kazandırdı? Satranç bana çok şey kazandırdı. Aslında şimdi kendime bakınca bunu daha net görebiliyorum. Satranç sayesinde özel okullardan aldığım burslar ile iyi bir eğitim alabildim. İngiltere’de olduğum iki yıl boyunca geçimimi satranç sayesinde sağladım ve hatta eğitim ücretini bile karşıladım. En önemlisi tanımadığım çevrelerde satranççı olmak bana çok büyük bir itibar sağladı. Şu anda ulusal ve uluslararası çok geniş bir sosyal çevreye sahibim. İş hayatımda satrancın sayısız faydasını görüyorum; işe konsantre, iyi gözlem, durum analizleri, sorun çözüm becerileri, zaman yönetimi, hızlı karar verme, takım çalışması, disiplin ve daha sayabileceğim birçok özellik satrancın yıllarca bende geliştirdiği yönler.
Satranççılara, Ailelere, Eğitmenlere Önerileriniz.? Satranç mutlaka genel kültür için de olsa öğrenilmesi gereken bir zihin spordur. Ancak sportif başarıyı hedefleyenler mutlaka zamanını doğru kullanmayı öğrenmeli, etkin antrenörlerin gözetiminde turnuvalara katılmalı ve ev çalışmalarına önem vermeli. Sadece iyi antrenör ile çalışmak da yeterli olmuyor ne yazık ki, sporcu- veli- antrenör üçgeninde yer alan tarafların sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gerekir. Sporcunun gelişimine göre antrenör değişikliği zamanında yapılmalı. Örneğin, 2015 yılı Türkiye 9 yaş genel şampiyonu olan Yağız Çınar Akın, önce babam Cengiz Topel ile başlayıp iki yıl sonra benimle yoğun bir çalışma temposuna girdi ve şampiyonluğa ulaştı. Şu anda ise IM ve GM’ler ile çalışmaya devam ediyor. Her ne kadar başarılı olunursa olunsun, bir diğer önemli nokta ise sadece satranç ile sınırlı kalmamak. Akademik eğitim ve sosyal gelişime de mutlaka önem verilmeli. Dünya Şampiyonu Karpov’un bu konuda güzel bir sözünü hatırlatmak isterim, “Satranç hayatımdır. Fakat hayatım sadece satranç değildir.!”
Dünya Satrancından Beğendiğiniz İsimler.? Satranca başladığım ilk yıllardan beri idolüm Robert James “Bobby” Fischer’dir. Sanırım bunda en büyük etki ilk satranç kitabımın onun My 60 Memorable Games kitabı olmasıdır. Tabi ki günümüzde keyifle takip ettiğim isimler de var Carlsen, Topalov, Anand, son zamanlarda özellikle Caruana ve Kasparov gibi, ancak Bobby Fischer benim listemin en başındaki isim olarak hep kalacaktır. 2015 Avrupa Takımlar Şampiyonası’nın Reykjavik’te olması nedeniyle Fischer’in mezarını görme fırsatım da oldu. Bu da çok özel bir anı olarak hafızamda hep kalacaktır. Saydıklarınız İçerisinde Sizce Satrancın En Büyük İsmi Kim.? Aslında birkaç yıl öncesine kadar satranççı olsalar da olmasalar da herkes Kasparov’u tanır, satranç ile onu bir bütün görürlerdi, ama yeni nesil Carlsen’i biliyor ve onu örnek alıyor. Haksız da değiller, hem satranç hem de popülerlik konusunda Carlsen Kasparov’u çoktan geçmiş görünüyor.
Satranç Dışı Hobileriniz.? Satranç bencil bir spor olduğu için ne yazık ki farklı hobilere çok zaman kalmıyor ve benim de böyle bir imkânım pek olmadı. Ancak eskiden tenis oynamayı severdim. Günümüzde ise her fırsat bulduğumda yeni yerleri gezmeye ve keşfetmeye çalışıyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi geniş bir arkadaş çevresine sahip olduğum için onlarla zaman geçiriyor ve bolca kitap okuyorum, özellikle dünya klasiklerini tercih ediyorum. Oyunlarınız Dediğimizde Sizde İz Bırakan Birkaçı.? Bende iz bırakan çok oyunum var aslında, özellikle kaybettiklerimi hiç unutmam. Kazandıklarım da değerlidir ama onlar genellikle anlık sevinçler oldukları için mağlubiyetler kadar derine işlemezler. Özellikle Betül ile 2005 yılında Türkiye Kadınlar Şampiyonası’nda oynadığımız bir kayıp partim var ki hiç unutamam. Fil öne geçmiş olmama rağmen zaman sıkışmasında yapmış olduğum çift soru ile hem maçı hem de şampiyonluğu kaybetmiştim. Son konumu aşağıda görebilirsiniz.
WGM Betül Cemre Yıldız – WIM Zehra Topel Türkiye Kadınlar Şampiyonası, 2005 2 yıl sonra ise yine Betül’e karşı kazandığım fil oyun sonunu bu defa bana Şampiyonluğu getirmişti. Onu da sizlerle paylaşmak isterim. WIM Zehra Topel – WGM Betül Cemre Yıldız Türkiye Kadınlar Şampiyonası, 2007 Paylaşmak istediğim bir diğer iz bırakan oyunum ise, 3. Akdeniz Şampiyonası’nda siyahlar ile GM Sulypa’ya karşı. Benim için önemli çünkü ilk kez bir büyük ustaya karşı kazandığım oyundur. GM Oleksandr Sulypa - WGM Zehra Topel 3. Akdeniz Şampiyonası, 2006 Bana şampiyonluk getiren galibiyetler veya şampiyonluğu kaçırmama neden olan çok mağlubiyetlerim oldu ancak bir de uzun uğraşlar sonrasında kurtardığım oyunlar veya kazansam dahi yaptığım ve hiç unutmadığım hatalarım olan oyunlar da oldu. Örneğin, İzmir Açık’ta Gurevich ile oynadığım ve berabere kaldığım kale oyun sonunu ve Lübnan’daki Akdeniz Şampiyonası’nda yaptığım büyük bir pozisyonel hatayı ve dolayısı ile unutmadığım oyunları sizinle de paylaşmak isterim. WIM Zehra Topel - GM Mikhail Gurevich İzmir Açık, 2007 Oyunu kazanmış olsam da, siyah karedeki filimi vermem çok büyük bir pozisyonel hata idi ve Mert Erdoğdu’nun analizdeki ikazından sonra da bir daha asla aynı açılışta filimi vermedim. Bugüne Kadar Satranç Yöneticiliğiniz Oldu Mu Ya Da Geleceğe Yönelik Böyle Bir Planınız Var Mı.? Geçmişte yöneticiliğim olmadı ama Türkiye Satranç Federasyonu’nun ilk kadın başkanı olmak gibi bir hayalim vardı, ancak Gülkız Hanım bunu benden önce gerçekleştirdi.! TSF’nin ilk kadın başkanı olma hayalinizi gerçekleştiremeseniz de FIDE’nin ilk Türk kadın başkanı olmak gibi bir hedef koyabilirsiniz kendinize. O kadar ileriyi düşünmedim o nedenle yakın bir gelecekte yöneticilik gibi bir planım yok, şimdilik sporcu ve antrenör olarak kalmayı düşünüyorum.
Peki, Satrançla İlgili Hiç Yazdınız Mı Ya Da Yazmayı Düşünür Müsünüz.? Birkaç yıl önce İSEM dergisinde bir analiz sayfam vardı onun dışında ne yazık ki satranç yazarlığım hiç olmadı ama ilerleyen yıllarda mutlaka yazmak isterim. Türkiye Satrancından Kimleri Tanıyorsunuz.? Neredeyse herkesi tanıyorum. Sizce Türkiye Satrancına Kimler Emek Verdi.? Aslında Türkiye satrancına camianın içindeki herkes çok emek veriyor, oyunculuk, antrenörlük, kulüp yöneticiliği veya turnuva organizatörlüğü ve daha birçok sayamadığım yönleri ile o yüzden listemiz çok uzun olabilir. Ancak benim özellikle çok değer verdiklerim vardır ki bence en güzel emeği onlar veriyor, satranç aşıkları dediğimiz satranca gönül vermiş emektar ağabeylerimiz ve amcalarımız. Onları Türkiye’nin her bir tarafında derneklerle bulabilirsiniz. Eskiden SGM, şimdilerde İSD veya Bosna Sancak gibi benim de bir zamanlar daha sık gittiğim derneklerde küçük sporcuların satranca gönül vermiş emektarlar ile pratik yaptıklarını görebilirsiniz, bence en güzel emeği onlar veriyor.
Ülkemiz Satrancını Nasıl Değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde son 20 yıldır 14-16 yaşına kadar yetenekli sporcularımızın Avrupa ve Dünya Yaş Grupları Şampiyonalarında başarılı olduklarına tanık oluyoruz. Fakat sıra lise ve lisans eğitimine geldiğinde satranca ayrılan zamanın azalması başarı kaybına neden oluyor. Satrancı bir zihin sporu olarak benimsemiş olan bazı ülkeler milli sporcularına bireysel eğitim sistemini yıllardır uyguluyor (Bizim Açık Lise Eğitimi modeli gibi). Türkiye’de de aynı sistem uygulanıp, başarılı sporcuların istikrarı sağlanmalı ve bir kadın sporcu olarak, kızlarımızın daha fazla desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Satrancın Yaygınlaşması İçin Neler Yapılmalı.? Son yıllarda yerel yönetimlerin desteği ile tabanda gözle görülür bir yayılma zaten var. İstanbul’da benim yaşadığım bölgede Kartal Belediyesi satranca gerek turnuva organizasyonu, gerekse hafta sonu ücretsiz kursu ile destek vermektedir. Temennim tüm belediyelerin benzer ölçüde satrancın yaygınlaşmasına ve gelişimine katkı sağlamaları. Yurt İçinde De Yurt Dışında Da Satrancımızın Önde Gelen İsimlerinden Birisisiniz. Doğal Olarak Önde Gelen İsimlerin Tamamını Da Tanıyorsunuzdur. Peki, Bu Önde Gelen İsimlerle İlgili Anılarınız Desem.? Biliyorsunuz ben Türkiye'ye geç geldiğim için bir de yaşım gereği, emektar satranççılarımızın sadece isimlerini biliyorum çok fazla tanımıyorum, 20 yıldan fazladır satrancın içinde olduğum için kendi dönemindeki satranççılarla ilgili birçok anı birikti ancak ben benim için diğerlerine göre biraz daha farklı olan bir tanesini sizlerle paylaşmak isterim. 2014 yılında Londra'da bulunduğum dönemde CSC (Chess in Schools and Community) Okullarda Satranç Komitesine bağlı olarak satranç antrenörlüğü yapıyordum. Her yıl düzenlenen London Classic Turnuvasının organizatörlüğünü de bu komite yapıyor. Bilenlerimiz mutlaka vardır. Açık turnuva ile birlikte Londra Klasik’te bir de Dünyanın en güçlü sporcuları için kapalı bir turnuva düzenlenir. CSC'ye bağlı olarak resmi görev yaptığım bu turnuvada edindiğim ayrıcalık sayesinde VIP odasında, Adand, Kramnik, Aronian, Caruana, Adams, Nakamura, Giri, Short, Svidler, Polgar ve daha ismini sayamadığım birçok büyük usta ile aynı ortamda bulunma şansım oldu. Canlı yapılan analizler, VIP odasında eğlence için ustaların oynadıkları yıldırım, beyin- el gibi oyunlara canlı canlı seyirci olmak ve onlarla sohbet edebilme şansı elde etmiş olmak benim için unutulmaz bir anı olmuştu. Bir de söylemeden geçemeyeceğim: Satranç masasında ciddi gördüğümüz bu dünyanın en güçlü ustaları aslında masanın dışında gayet güler yüzlü ve eğlencelilermiş.! Bir yanda öğretmenliğiniz, bir yanda satranç çalışmalarınız... Bu zaman sıkışıklığında, bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür eder, bundan sonraki satranç hayatınızda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmenizi dileriz. Fatma Yılmaz, FIDE Hakemi fyilmazmavikale@gmail.com
2001 14 Yaş Altı Bulgaristan Şampiyonluğu 2003-2004-2005 Türkiye Yaş Grupları Şampiyonluğu 2002 Avrupa 20 Yaş Bayanlar Yedinciliği 2003 Akdeniz Bayanlar Şampiyonası İkinciliği 2003 Türkiye Genç Bayanlar Şampiyonluğu 2005 Balkanlar 18 Yaş altı Şampiyonluğu 2006 Akdeniz Bayanlar Şampiyonası İkinciliği 2007 Türkiye Bayanlar Şampiyonluğu 2008 Türkiye Üniversiteler (Bayanlar Ferdi ve Takım)Şampiyonluğu 2009 Türkiye Bayanlar İkinciliği 2009 Türkiye Üniversiteler (Bayanlar Ferdi ve Takım)Şampiyonluğu 2010 Türkiye Üniversiteler Bireysel Şampiyonluk ve Takım İkinciliği Başarılarınızın bundan sonra da artarak devam etmesini diliyoruz.
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 – okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net, https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 – okkesb61@gmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP