BAKATALI TAYYİP KİMDİR

Son Osmanlı Padişahı'nın dedesi: Bakatalı Tayyip

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

BAKATALI TAYYİP KİMDİR

Son Osmanlı Padişahı'nın dedesi: Bakatalı Tayyip 

AK Parti mitinginde açılan "Osmanlı Padişahı I. Recep Tayyip Erdoğan" pankartı günlerce konuşuldu.

Başbakan Erdoğan da pankartı doğru bulmadığını açıkladı. Türkiye'nin belleği Soner Yalçın da burAdan yola çıkarak "Başbakan Erdoğan'ın ailesinin Osmanlı Sarayı ile bir ilgisi var mı.?" diye sordu.

OSMANLI SARAYI VE ERDOĞAN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, metrobüs hattının açılışında bir pankartla karşılandı: "Son Osmanlı Padişahı I. Recep Tayyip Erdoğan!" Başbakan Erdoğan'ın ailesinin Osmanlı Sarayı ile bir ilgisi var mıydı.? 
DEDE BAKATALI TAYYİP
Dede Bakatalı Tayyip, Rize'de İttihatçıların fedaisi miydi.? Karadeniz'deki Ermeni ve Rum tehcirinde görev aldı mı.? Savaşta nasıl ortadan kayboldu.? Bakatalı Tayyip'in bilinmeyen hikâyesi. 
RUSLAR RİZA'Yİ İŞGAL ETTİ
TARİH, 8 Mart 1916. Ruslar, Rize'yi işgal etti. Yöre halkı evini, bahçesini, hayvanını bırakıp Trabzon'a doğru kaçmaya başladı. Ruslara en büyük yardımı Karadeniz'deki Rum ve Ermeni çeteler yaptı. İki yıl önce İstanbul'dan Rize'ye gelen ve buradaki yerli halkın katılımıyla gücünü artıran Teşkilat-ı Mahsusa fedaileri, bu kez işgalci güçlere karşı çete savaşı vermeye başladı. 
BAKATALILAR VAR MIYDI.?
Bu İttihatçı fedailerin arasında yörede "Bakatalılar" olarak bilinen aileden kimseler var mıydı.?

Teşkilat-ı Mahsusa Tarih, 17 Kasım 1913. Ayrılıkçı çetelerle, onların yöntemlerini kullanarak gayri nizami harp yapmak amacıyla paramiliter Teşkilat-ı Mahsusa kuruldu. 
Teşkilat, Harbiye Nezareti'ne bağlıydı. Beş kişilik çelik çekirdek yönetim kadrosu vardı: Dr. Nazım, Dr. Bahaeddin Şakir, Yüzbaşı Atıf (Kamçıl), Binbaşı Süleyman Askeri, Emniyet Müdür Muavini Cemal Azmi. 
Başkan, Süleyman Askeri idi. Teşkilatın iki birimi vardı: Harici ve Dahili. 
Harici bölüm, düşman topraklarına gerilla tipi akınlar yapmak, cephe gerisinden sızarak sabotaj eylemleri düzenlemek, düşman hakkında istihbarat toplamak, propaganda yapmak.

Dahili bölüm ise, yurtiçinde asayişi sağlamak, mahalli güçleri örgütlemek, propaganda yapmak. 
SİVİLLER DE KATILDI
Sadece askerler değil siviller de -Mehmet Akif'ten (Ersoy) Said-i Nursi'ye, İzmir'de ilk kurşunu atan Hasan Tahsin'den şair Mehmet Emin'e (Yurdakul) kadar- gönüllü olarak teşkilata katıldı. 
Her kesimden ve görüşten insanı tek yüksek hedef birleştirmişti: Vatanı savunmak.! Bu nedenle Kafkasya'dan Hindistan'a, Avrupa'dan Arabistan çöllerine kadar; sonuçta ömrünü çoktan tamamlamış bir imparatorluğu yeniden diriltmek için öldürdüler, öldüler, esir düştüler. 
TÜM ERKEKLER SİLÂHALTINA ALINDI
Tarih, 1 Kasım 1914. Ruslar, karadan ve denizden Karadeniz'e harekáta başladı. Rus donanması Karadeniz kıyılarını bombalarken, kara ordusu Artvin'i işgal etti. Aynı günlerde Teşkilat-ı Mahsusa fedaileri İstanbul'dan Karadeniz'e geldi ve merkezi Trabzon'da bulunan Lazistan Müfrezesi Komutanlığı kuruldu. Bölgedeki neredeyse tüm erkekler silâhaltına alındı. 
PEKİ, BAKATALI TAYYİP.?
Kimler yoktu ki gönüllüler arasında; Tuzcuoğlu Memiş Grubu, Basaoğulları, Alemdaroğulları, Sipahioğulları, Mataracılar vs. Bakatalı Tayyip bunlar arasında mıydı? Bilinmiyor.! 
Ermeniler kurmayı düşündükleri Büyük Ermenistan sınırları içine Doğu Karadeniz'i katmak istiyorlardı. Rumlar da Ermenilerle ittifak halindeydi. 
Savaş sırasında Rus ordusuna destek veriyor, cephe gerisinde ayaklanma çıkarıyorlardı.
 
BİNLERCE ERMENİ ÖLDÜ
Trabzon vilayeti salnamesinde merkez, Canik, Rize ve Gümüşhane'de 50 bin 233 Ermeni vardı. Hepsi değil ama önemli bir bölümü iç bölgelere tehcir edildi. Ancak göç yollarında saldırılar, hastalıklar ve nakliye araçlarının olmaması yüzünden binlerce Ermeni öldü. 
Bu arada sadece Ermenilere tehcir yapılmadı. 16 Haziran 1916'da eli silah tutan 15-50 yaş arasındaki Rumlar da Karadeniz'den uzaklaştırıldı.
Bu tehcir sırasında Bakatalı Tayyip görev yaptı mı? Bilinmiyor.! 
KAHRAMAN LAZ UŞAKLARI
Ermeni ve Rum tehcirlerine rağmen, Sarıkamış'ta büyük kayıp veren Osmanlı Ordusu, Rusların Karadeniz harekátını durduramadı.

Rus Ordusu, Trabzon'a kadar yaklaştı. 
Teşkilat-ı Mahsusa müfrezelerinin mevcudu bin kişiye kadar düştü. Bu fedailerin de tek yapabildikleri; Rus askerlerinin kıyafetlerini giymek ve içlerine sızıp eylem yaparak Rusları durdurmaktı. 
Rize’nin Pekmezli Köyü'nden Serdümen Recep, Çakıroğlu İsmail Ağa, İkizdereli Süleyman Sırrı, Mataracı Mehmet, Pazarlı Talator zade Fevzi, Rizeli Lazoğlu Mustafa, kahramanlıklarıyla örnek oldular. 
Rusya'daki Bolşevik devrimi sonucu Ruslar çekilmeye başladı. 
Fakat Ermenilerin Karadeniz'i bırakmaya hiç niyeti yoktu. Teşkilat-ı Mahsusa ile aralarında kanlı çarpışmalar oldu. Rize, 2 Mart 1918'de kurtarıldı.
 
BAKATALI KAYIP
Bakatalı Tayyip kayıptı... Potamya; Rize'nin Güneysu İlçesi'nin Osmanlı dönemindeki adıydı. 
İlçeye bağlı Tepebaşı (
Singaz) ile Dumankaya (Pilihoz) köylerini birbirinden ayıran ve "Ayane Dağı" olarak bilinen tepede, Rus işgalinden kalma çadır direkleri bugün hálá mevcuttur. 
BAKATALILAR ÇEÇEN YA DA ÇERKES
Başbakan Erdoğan'ın baba tarafı Pilihoz’ludur. Babası bu köy doğumludur. Ahmet Erdoğan. Dedesi Bakatalı Tayyip. Kafkasya'dan geldikleri söyleniyor. Başbakan Erdoğan'a göre Gürcüler. Yöre halkına göre Bakatalılar, Çeçen ya da Çerkes. (Dr. Turgut Günay'ın "Rize İli Ağızları" kitabına baktım, "Bakata" sözcüğünü bulamadım.) 
KÖYLÜLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Bakatalı Tayyip hakkında hemen hemen hiç bilgi yok. Çünkü Birinci Dünya Savaşı'nda kayboldu. Bir iddiaya göre köylülerle girdiği cami kavgasında köylüler tarafından öldürüldü. 
ERDOĞAN DEDESİNİ HİÇ KONUŞMADI
Rize'deki çarpışmalar sırasında şehit düştüğü de söyleniyor. Düzenli orduda mı görev aldı; yoksa Teşkilat-ı Mahsusa müfrezelerinde mi yer aldı, pek bilinmiyor. İttihatçı fedailere katıldığı yorumları da yapılıyor. 
Dedesi konusunda Başbakan Erdoğan da -belki de sorulmadığı için- bugüne kadar hiç konuşmadı. Başbakan'ın biyografisini anlatan kitaplarda da Bakatalı Tayyip'in adı yok. 
Pilihoz Köyü'ndeki sarp kayaların olduğu tepenin en üstü, Ruslarla çarpışarak ölenlerin anısına "Şehitlik" adıyla bilinmektedir. Kim bilir Bakatalı Tayyip de isimsiz kahramanlardan biridir. Kayıp Bakatalı Tayyip, arkasında dul bir eş ve bir oğul bıraktı; Ahmet. 
SON OSMANLI PADİŞAHI
Küçük yaşta babasız kalan Ahmet'i, bir iddiaya göre amcası, bir diğer iddiaya göre üvey babası Molla Yunus büyüttü. Rizeliler gibi denizcilik yaparak hayatını kazandı. İstanbul'da Tenzile Hanım'la ikinci evliliğini yaptı. Bu evlilikten de iki oğlu, bir kızı oldu; Mustafa, Vesile ve "Son Osmanlı Padişahı I. Recep Tayyip Erdoğan.!"

www.ensonhaber.com


http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.


BAKATALI TAYYİP

Recep T. Erdoğan 2004 Ağustosunda yaptığı Gürcistan ziyareti sırasında sarf ve itiraf ettiği:  “Ben aslen Gürcü kökenliyimdir. Ailemiz Batum’dan Rize’ye göçmüş bir Gürcü ailesidir.” Sözleri dikkat çekiciydi. Gürcü Lider Mihail Saakaşvili Yahudi kökenli Gürcüler ile ABD tarafından iktidara taşındığı  bir ülkede kimlere ve hangi mesajları vermekteydi.?

Her ne hikmetse 7 Eylül 2009 tarihli, din istismarcısı ve Amerikancı Tayip yanlısı Vakit Gazetesi:
“Erdoğan gürcü değil, Karadeniz yerlisidir” başlığı altında, tarihçi-yazar diye lanse edilen Adanalı Cezmi Yurtsever’in sözde araştırmasını vermekteydi.

Üstelik Recep T. Erdoğan’ın Wikipedia ansiklopedisinde ve diğer meşhur sitelerde Gürcü olduğu yönündeki bilgileri değiştirmesi tavsiye edilmekteydi.!  Acaba neden böyle bir şeye ihtiyaç hissedilmişti.?

Üstelik Recep T. Erdoğan’ın dedesi ve sülalesi 1800 yıllarda neden devlete isyan etmişler ve isyancı anlamına gelen “Bakatoğlu”  lakabını seçmişlerdi.? Rumca PİLİHOZ denilen, Cumhuriyet öncesi POTAMYA olarak adı geçen Rize Güneysu ilçesi, Dumankaya’nın mütevaffa sakinlerinden isyancı-bakatalı Teyup Efendinin torunu Recep Tayyip Bey, Gürcistan’dan hangi hakim güçlere “bende sizdenim” selamı göndermişti?

Recep T. Erdoğan, baba tarafından Rum veledi, ana tarafından ise Batum göçmeni Gürcü Yahudisi olduğu yönündeki iddiaları niçin geçiştirmekteydi. Hatta Gürcistan’da yaptığı gibi bizzat kendisi hatırlatıvermekteydi.?  Miting meydanlarında horozlanıp “boya değil, soya bakın.!” diye hava atıp, haddini aşmasaydı bu konulara girmek de aklımızdan geçmeyecekti.

Bizi insanların kökeni ve soyları değil, onların karakterleri ve huyları ilgilendirirdi. Ancak Recep T. Erdoğan’ın sorunsuz bir tavırla muhalefet liderini hedef alarak; “Sen boya değil, soya bak.!” tartışmasını başlatması ve insanların sülalesini araştırma ve ayıplama konusu yapması tam bir talihsizlikti.

Öyle ise kendisinin de en azından: “Baba tarafından Rum veledi, anne tarafından Gürcü Yahudisi” olduğu yönündeki iddiaları yanıtlayıp toplumu rahatlandırması, hiç değilse mahkeme açıp yalanlaması beklenirdi. (Bak: Takunyalı Führer – Ergün Poyraz – Togan yy. 3. Baskı sh: 28)

 

Birde kısaca Emine Gülbaran Erdoğan’a bakalım.

Dedesinin adı Üzeyir , nenesinin adı ise Nili’ dir..İsterseniz bu ailede verilen isimleri kısaca değerlendirelim..

“NİLİ”: Bu isim, genel olarak İsrail’de içimizdeki hainleri kullanan Yahudi İstihbarat Örgütüne verilen addır..Emine’nin dedesi olan Hamdi Ali’nin annesinin adı Nili idi..

Çanakkale savaşları döneminde NİLİ, Osmanlı Ordusu’nun içinden bilgi toplama güçlüğü çeken İngiliz- Yahudi ittifakının kurduğu ve içlerinde fahişe kadınların görev aldığı bir istihbarat örgütüydü.

NİLİ, Sarah Aaronson adında bir genç Yahudi kadın casus tarafından işletiliyordu ve bazı kaynaklara göre örgütün 400 adet fahişesi vardı. Bunlar Osmanlı Ordusu’nda görevli bazı karaktersiz askerleri ve bazı direnişçi Arap milislerini baştan çıkararak, bunlardan bilgi sızdırıyorlardı.

Nili’ nin anne adı Narsa, baba adı ise İsmail’di.. Emine hanımın erkek kardeşi olan Eyüp Gülbaran’ ın çocuklarının adı ise Şuayb (İsrail oğullarının peygamberi.) ve Şeyma’dır. Diğer kardeşi Hüseyin Gülbaran’ ın oğlunun adı ise LUT’ dur.. ( İbrani peygamber)… Genelde Narsa ismi Mezopotamya’da yaşamış olan Süryaniler (Hıristiyan) tarafından kullanılan bir isimdi.

Erdoğan, eşinin ısrarla Arap olduğunu söylemesine karşı, özet haline getirmeye gayret ettiğim bu kitap, maalesef tespit edilen ana ilkelerle Emine hanımın kökeninin Yahudi olduğunu tescil ediyor.

Yazar: Osman ERAYDIN

http://www.kandirabatifm.com/

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

 

Diğer Haberler

  • HZ. MUHAMMED'İN HIRKASINA SÜRTÜLEN DESTİMALLER
  • ŞEYHİMİZ, ŞIHIMIZ ÇOK, FİLOZOFUMUZ YOK.!
  • BEYAZ KÜRTLERİN GİZLİ İKTİDARI
  • BÜYÜK YAHUDİ GÖÇÜNÜN GERÇEK HİKÂYESİ
  • 74 YILLIK FAİLİ MEÇHUL: NURİ KİLLİGİL PAŞA
  • BUGÜN GÜNLERDEN ÂŞIK VEYSEL
  • CHESTER PROJESİ, OLTADAKİ BALIK TÜRKİYE
  • BAD-EL HARAB-ÜL BASRA.! & BAD-EL HARAB-ÜL TÜRKİYE.!
  • YENİ İSRAİL DEVLETİ KARADENİZ’DE KURULUYOR.!
  • SELANİK’TE BİR EVİN HİKÂYESİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP