AKDAMAR ASLA KİLİSE DEĞİLDİR.!
Akdamar Asla Kilise
Değildir, Muhtemelen Akmenid İmparatoru Oğuzoğlu Serhaz Tarafından Kurulmuş, ŞAMANİ
Bilge Atalarımızın GÖK BİLİM Yeridir. 
Akdamar Adası gibi 360 derece görüş alanı olan, insan
yerleşimine uzak, genellikle tepelik yerlerde kurulan gök gözlem (Işık Kulesi!)
yerlerine sonradan ortaya çıkan kilise kavramını yüklemek büyük tarihsel
yanlıştır.
Son
yıllarda turist gelsin diye birilerinin ayin yapmalarına izin verilen bu
yerlerle ilgili halkımızı doğru bilgilendirmek gerekir. Aksi halde PKK adına
konuşan birileri pervasızca çıkıp “Türkler buralara sonradan geldi,
işgalcidirler” diyebiliyor. Onlara kendi adları (Kur-ata) nereden geliyor
sormak lazım. Birazcık akıl yürütseler, KUR (Kürtçe Kurt) kök hecesinden
hareketle Van Kalesindeki Serhaz’ın ordularında Atina seferine katıldıkları
için kralın namı olan “erkek kurt”tan nam aldıklarını görürler. Serhaz’ın
annesi Artemis de kadın ordular komutanı olarak Atina seferine katılmıştır.
Medleri Darius, Persleri Kuruş temsil ediyordu. Pers (İran, sembolü güneş)
kralı Kuruş birliği sağlamak için Med (Kolkhis, sembolü Hilal) kralının kızı
Semiramis ile evlendi. Medler Ay Tanrılı Bereketli Hilal ülkesini temsil
ediyordu, Persler ise Güneş Tanrılı Ahura Mazda ülkesini temsil ediyordu,
birleştiler ve aynı zamanda bilim devleti olan Akhamenid uygarlığı ortaya
çıktı. Persler ile Medler (Anadolu ile İran) kendilerine sürekli saldıran
yağmacı ve köle taciri Atina - Roma oligarklarına karşı birleşip Akmenid
devletini kurdular.
İşte
bu büyük Oğuzlu uygarlığının muhteşem döneminin izlerini Van’da Akdamar
adasında, Serhaz yazıtında ve onun askerlerinin benzetildiği Kurt adında
görebiliyoruz. Ki, Serhaz’ın Samsun sikkelerinde başında Kurt başlığı, elinde
tefiyle “kambasi” (baş göçek) resmedilmiş, annesi Artemis’in parasında ise dişi
kurt Asena resmedilmiştir.
Artemis’in
babası ise Akmenid İmparatoru Kuruş (Cyros) olup borç köleliğini yasakladığı ve
kendi adına para bastığı, “Birliğimiz dirliğimizdir” diyerek Anadolu birleşik
orduları kurarak Roma ve Atinalı saldırganlarla baş edebildiği için, Romalı ve
Atinalı Yahudi tefeci korsanların hedefi oldu. İşte o büyük Oğuz beyi Kuruş ile
Kur-t sözcüğü sesdeştir. Efes “Kuret”ler caddesinin adında ve Artemis
Kütüphanesinde yine aynı isimleri görürüz.
Atina
ve Roma ordularını MÖ.332’de helle’yen (birleştiren) İskender, Hellen
ordularıyla Akmenid imparatorluğuna saldıran ilk komutandır. 3.Darius onun
babasını öldürmüştü, o da Darius’un oğlu Serhaz’a ve annesine olan nefretinden,
önce Efes’e saldırdı. Artemis kütüphanesini yaktı, yağmalamaya ve kütüphaneleri
yakıp yıkmaya devam ederek gittiği Persepolis’te önce Serhaz’ın anıt mezarını yaktı,
sonra Ahura Mazda inanışının kitabı olan Avesta’yı yaktı, hatta bu yüzden
İran’daki adı “Lanetli İskender”dir.
Biz
Türkiye’de bugün Büyük Kuruş’un bağımsızlık (egemenlik) sembolü olan parayı,
Kuruş’u, üzerinden buğday başağını 2005 yılında yok etmiş olsak da,
yaşatıyoruz. Kürtler de onun namını isim ve dil olarak yaşatıyorlar.
Akmenid
dönemi Samsun sikkelerinde Serhaz’ı kurtbaşlı ve elinde tefiyle
“kambaşı”olarak, annesi Artemis’i ise kadın ordular komutanı dişi kurt Asena
olarak görüyoruz.

Biliyoruz
ki Kürtçede Kürt diye bir sözcük yoktur. Bu isim, Serhaz’ın “Gur-Ata Askerleri”
anlamında kendilerinin dışında onlara verilmiş bir unvan olmalıdır.
Eklemeliyim, Farsçada kutrun karşılığı “gork(i)”dir. Yani, Maksim Gorki’nin
soyadı da “kurt”.!
GELELİM AKDAMAR’A...
ASİMDER
(Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği) Başkanı Göksel
Gülbey sıkça Akdamar’da ayin yapılmasının yanlış olduğuna dair basın
açıklamaları yapar. Son açıklamasının başlığı şöyle:
“AKDAMAR ADASINDAKİ KARA HAÇ İNDİRİLMELİDİR…”
(Yazımın
ekinde bu dosyayı sunacağım.)
Yerden
göğe haklıdır, eksik bile söylüyor. Kendisine katkı vermek üzere bu yazıyı
hazırladım. Umarım ellerini güçlendirir.
Akdamar
tarihte bir GÖK GÖZLEM EVİYDİ.
Burada,
gün ışığının düştüğü noktayı ay, gün ve saat olarak belirleyebilen, ışığın
hareketlerini andezit taşı üzerinde takip eden bir sistem geliştirilmişti.
Antik Sümer (Mersi/Persi) bilim evidir ve Van’a göre batı (AK) yönündedir.

Bazı
kaynaklara göre Akmenid İmparatorluğunu sona erdiren İskender tüm gök bilim
evlerini de yaktı yıktı. Nedenini ilerleyen satırlarımda okuyacaksınız.
Van Kalesindeki SERHAZ yazıtıyla gök bilim
evlerinin bağlantısını kurarak başlayacağım. Van tarihi, Akmenid İmparatorluğu
(MÖ.550-332) ve hatta SASANİ dönemini atlayarak anlaşılamaz. Çünkü onlar
zamanında geometri ve uzay araştırmaları en ileri düzeye gelmişti. Bilim yapmak
ibadet idi. Büyük astronomik buluşlarına imza atan Arier-kos, Hipar-kos gibi
Oğuz (Kos) kökenli bilginler ve filozoflar yetişti.
Batılı tarihçiler kendi emperyal
propagandasını yapmak için bu uygarlıkları yok sayarlar, sözünü etmezler.
Örneğin, Roma kralı Valerian’ı yenen Sasani kralı Şapur'u (MS.240, Urfa) ve
ünlü Atina seferini (serhat) yapan Akmenid imparatoru Serhaz'ı (Kserkses
/Çerkes!) hiç sevmezler, anmazlar, yok sayarlar. Çünkü Atina ve Roma
oligarklarının bu iki kralımızdan çok büyük kuyruk acıları vardı.
Akmenid döneminde SİRKAZYA kralı Koçari
SERHAZ, Büyük Kuruş'un torunudur. Babası 1.Darius, annesi kadın orduları
komutanı 1.Artemis’tir. Darius (Toros)
ünlü Kolkhis (Med) krallarını yetiştiren Kaçar (Koçari) Hanedanının
atasıdır. Anımsatayım, Kafkasya dağlarının bir adı da PERİA TOROS (Kurt Boğa)
dağlarıdır. Serhaz’ın ünlü Atina seferinden sonra bölgenin adı Sirkasya
oldu.
Gelelim Kolkhis’in Çarkıfelek
Gök Bilim Sembolüne.!
Sirkasya'nın eski adı KOL-KHİS fonetik
açılımda Oğuz Oguli demektir. Halkına EYZİLer denirdi. Kralın parasında EYZİ BEYİSİ yazar.
Kolkhis’in antik sembolü Güneş etrafında
dönen çarktır. Ahlat kümbetlerinde ana kapının üzerinde bu sembolü görürüz.
Bitlis minarelerinde de var.
Van çevresinde çok sayıda gök izleme
merkezi (ışık kulesi) bulunmaktadır. Bunlara sonradan birileri geldi kilise
dedi. Kubbelerinde, başının arkasında güneş dairesiyle bilim adamı resmi
vardır, bunlar bize aittir. İsa'yı da aynı şekilde resmettikleri için, İsa’dan
çok önceleri resmedilmiş bu figürlere de birileri bilmeden İsa dediler.
Samanyolu ya da Çarkıfelek dediğimiz GÖKSEL
şekil bu antik yerlerin bize ait olduğunu gösteren en belirgin şekildir.
Bitlis’teki HELASİYE Medresesinin kapısında
ve iç dekorlarında yine Çarkıfelek vardır. Buranın eskiden bilim merkezi bir
okul, bir tür LİSE, olduğuna işaret eder.
Bitlis ULUCAMİ minaresindeki şekiller
tadilattan sonra bozuldu, keza KUREYŞİ CAMİSİ’nin bahçesindeki sahabe
mezarları tahrip edildi, caminin altında altın aramışlar gibi mahvedildi
bırakıldı, cami viraneye çevrildi. Hazin bir yıkılış yaşıyoruz. Bizim
tarihimizle baş edemedikleri geliyor aklımıza.
Eski düşmanlarımız sessizce geri geldiler,
bizi tarihsiz köksüz bırakmak istiyorlar. Buralar eskiden Hristiyandı diyerek
geliyorlar, büyük yalandır, Hıristiyanlık dünkü çocuk, biz kaç bin yılın
uygarlıklarından geliyoruz... Bilge Serhaz’ların, Ariştarkos’ların
torunlarıyız.
Değerli Göksel Bey kardeşimize içinde
göksel semboller ve resimler bulunan bir ufak araştırma dosyamı gönderdim.
Ahlat’ta ve Bitlis’tekilerle aynı göksel semboller Rize’de de var. Aşağıda
Hemşin evlerinden çarkıfelek motifleri görüyorsunuz:

Kolkhis’in atik sembolü budur, bayrak rengi
Lacivert olup bilimin de rengidir.
Lacivert renk için İran’da Türk Mavisi
denir. Kobalt rengidir, fırtına mavisi tonundadır, Lapis Lazuri taşı da bu
renktedir.
Van Kalesinde Yazıtı Olan Kral Serhaz
Ve Altın Elbiseli Oğuz Oğlu...
Antik Kolkhis kralıdır. Kolkhis haritasının
Kafkaslardan İç Anadolu’ya kadar ulaştığına dikkat etmenizi isterim:

Kırşehir Caca Bey (Sasa bey diye
okuyabiliriz) gökbilim merkezi bu haritaya giriyor gibi... Hacıbektaşi Veli’nin
kucağındaki aslan ve dağ keçisi resimleri de giriyor bu haritaya, çünkü Rize’de
halen birçok evin kapı üstünde dağ keçisi boynuzları vardır. Artemis’in de
sembolüdür, Semerkant’taki Oğuz Beyler (Ozbeg) yurdunun da. Oğuz beylerinin
antik mezarlarından çıkan eşyaların adını bile doğru söylemezler ki Türkler
atalarını bilmesinler.
İşte ALTIN ELBİSELİ ADAM... Karbon
testleriyle MÖ.5 yüzyılda yaşamış olduğu tespit edilmiş. Yani Kral Serhaz’ın
döneminde. Yani Akmenid İmparatorluğunun sınırları içerisinde ve aynı isimli
OĞUZ bölgesinden, Uly Dala dedikleri ULU ATALAR’dan.
ISSIK KOL yazısını birileri
kasten yanlış çevirdi diye düşünüyorum.
ALTIN ELBİSELİ IŞIK OĞLU
diyemediler.
Oysa IŞIĞ, ESİĞ, İSİKA, SAKA bunlar bizim
soldan okunuşlarımızdır, sağdan okuyuşta OĞUZ, OKHUS/KHOS, Oğuzi/Eyzi/ Khis de
olur. İşte ISSIK KOL prensi, Korugan içinde bulunan genç Oğuz Oğlu prens, tam
da Akmenid İmparatorluğunun OĞUZ Bölgesinde (Oğuzbegistan ilinde) ortaya
çıktı. İmpartorluğun sınırları Çin’e kadar uzanıyordu, hatta MÖ.5 yüzyılda
yaşayan Konfüçyüs’ün ve Laozi’nin fikirlerini etkileyen Akmenid filozofları
olmuştur şeklinde yazan kaynaklar mevcuttur.
Adını koyarken, nedense Altın Elbiseli Oğuz
Oğlu’nun başındaki Çift Dağ Keçisi sembolüne bile bakmamışlar...

Dağ keçisi bilinen en eski
Türk sembolüdür, Rize’de Portakallık mahallesindeki dede evimin merdiven
başında bile durur. Bu mahalleye dik bir tepeden bakan SİRAHOZ tepesinin adı,
ki, gök gözlem kulesi olabileceği tahmin edilen antik izler taşımaktadır,
Serhaz ile sesdeştir. Mahallemizin geçmişi Bağdat’tan gelen bilim adamlarıyla
ünlüdür. Sirahoz tepesi, tıpkı Akdamar gibi 360 derece her yöne açık bir
tepedir. Bilir bilmez konuşan birileri bu tepede kilise vardı demeye başladılar,
endişem odur ki buraları da Akdamar’a çevirirler.
Altın elbiseli Oğuz Oğlu’na
isim verenler, elbisenin ve mezardaki diğer buluntuların her bir yerinde
görülen Pars sembollerine de belli ki bakmamışlar. Pars sembolü bugün Alan
ülkesinin bayrağında duruyor! ASİMDER başkanı Göksel Beyin yazısında sözünü
ettiği Kafkas kökenli ALAN’lar (Osetya, Oğuz-ata-yeri) ile bağını kurmak için
bu bilgi gerekiyor, açıklamak istiyorum. Bayraktaki semboller önemlidir.
Maalesef Osetya yurdu bölündü
ve bu semboller de yok ediliyor.

Güney
Osetya bayrağında görebildiğimiz kadarıyla çok küçük halde çarkıfelek var.
Göksel Çark sembolünü seçmek zorlaştı. Neyseki PARS duruyor. Sesdeş kelimeler
dökülüyor dilimden; Pars, Parsi, Farsi, Salmani Farisi, Pers, Persi, Mersi
/Sümer...
Alan ülkesi demek, yedi dağın geçit verdiği
derelerinden altın akan Al Analılar ülkesi demektir. Ama artık bölündü ve çok
hazindir, Kuzey Osetya bayrağında artık Pars da yok, 7 tepe de yok, kutsal çark
da yok!
Ankara
Arkeoloji Müzesinde bizzat gördüğüm Işıkoğlu Kurganı afişinde bir yanlış
adlandırma daha gördüm. Mezarın
bulunduğu bölge ULY DALA’yı “Ulu Bozkır”
diye çevirmişler. Oysa Ulu Atalar diye
çevirmek gerekirdi. Çünkü son harf R konuşurken düşer. Konuşulduğu gibi
yazılmış. Özbekistan ile Rize şivesinin benzerliğini bildiğim için söylüyorum.
Rize’de eskiler ULU değil ULY(İ) der. Andon’dan yukarı köylerde, Hemşin’de, R
harfi genellikle çıkartılmaz, düşer.
Ulu
atalar diyarına bir de HORASAN deriz; Kor-as’lar. S/T dönüşümüne göre,
Kuruş’lar, Kuret’ler olur. “Horasan erleri” deyiminin kökenindeki Kuruş’un
askerleri...
.....
Öneriyorum...
Van
Kalesindeki yazıtta, “Ben Darius’un Oğluyum” diyen kralımız Serhaz’ın babası
kimmiş acaba diye merak edenler şu adrese bir bakıversinler. Ben yanlış
çevirmiş olabilirim, lütfen kendiniz çevirmeyi deneyiniz.
www.thoughtco.com/king-darius-the-great-117924
Darius the Great (550 BCE–486 BCE) was the
fourth Persian king of the Achaemenid Empire. He ruled the
empire at its height, when its lands included much of West Asia,
the Caucasus, as well as parts of the Balkans, Black Sea coastal
regions, North Caucasus, and Central Asia. Under Darius' rule, the kingdom
stretched to the Indus Valley in the far east and portions of north
and northeast Africa including Egypt, Libya, and Sudan.
..........
Ve yazımı bitirirken...
AK DAMAR için son bir fonetik analiz yapacağım.
Uygur’un da Akmenid sınırları içerisinde
olduğu dönemde, bildiğimiz yön gösteren mıknatıslı alet olan pusula Uygur'da
bulunmuştur ve pusuladaki yön adlarından biri AK’tır, batıyı işaret eder.
Kuzey: İşareti EKSİ, rengi Kara.
Güney: İşareti Artı, rengi Kırmızı
Doğu; rengi Mavi
Batı; rengi Beyaz, AK. Örnek için: Akdeniz BATI DENİZİ, Karadeniz
Kuzey Denizi demektir. Karadeniz’in antik adı EKSEİNOS olup, açılımı “eksi
yonisi”, bugüne taşırsak Yönü Eksi Deniz’dir.
Ve...
DAMAR; DAM-AR
DAM: Kubbe, ışıklı gök (dam).
Gökte ışıklar, ŞAM, SAM'AN ve Saman-Yolu
çıkar karşımıza.
DAM-AR... Ari/Yeri, Öğüri (önü.!)
Yani, Işık Yeri; Damar
AK-DAM-AR: Batı Işık Yeri
Görüldüğü gibi Akdamar aslında adanın
adıdır, insan yerleşim yeri bile değildir. Adaya bu adı veren insanoğlu aslında
gök bilim evinin yerini tarif etmektedir.
Sonuç: Akdamar asla kilise değildir,
muhtemelen Akmenid İmparatoru Oğuzoğlu
Serhaz tarafından kurulmuş, ŞAMANİ bilge atalarımızın GÖK BİLİM Yeridir.
Canlarım, böyle biline, böyle anlatıla.! Atatürk’ün dediği gibi, akıl ve bilim
yolunuzu hep aydınlatsın.!
Mahiye Morgül - 14.10.2019 
@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul-Haziran.2020-okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,
|