Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
EĞİTİM ŞART ve
GEREKLİ.!
Çıkarcı Politikacılar Ve
Yöneticiler, Yönetim Erkini Ellerinde Tutabilmek İçin 60 Yılı Aşkın Bir
Süredir, Irkçı, Bağnaz, Yobaz, Gerici Eğitimle Karanlığı Egemen Kılmaya Çalışmaktadırlar
EĞİTİM, BİLİM ve GELİŞMENİN SERÜVENİ...
İnsan yaşamını, biçimlendiren, yönlendiren ve
belirleyen en önemli etken, *Eğitimdir*
desek, sanırım aksini iddia eden olmaz. Sıradan insan bile, günlük
sohbetlerinde, *EÄŸitim Åžart KardeÅŸim*
der. Der demesine de, pek çok kişinin
aklına, eğitimi tanımlamak gelmez.
Oysa, eğitimin en az kendisi kadar önemli olan, *Nasıl Bir Eğitim.?* olduğu sorusudur.
II. Dünya Savaşında 50 Milyon İnsanın
Ölümüne Neden Olan Faşist Eğitimliydi. Başkalarına
hayat hakkı tanımayan, radikal dinci akımların militanları da eğitim alıyor.
Canlı bomba olup, insanların içinde kendini patlatan da eğitimli olabiliyor. O
zaman, eğitimi tanımlamak, istendik birey ve toplum davranışlarının gelişimi
açısından değerlendirmek kaçınılmazdır.
*Eğitim, Mutlaka İnsandan Yana,
Bilimsel, Nitelikli, Çağdaş Olmalıdır*. Kanımca, bu tanım yeterince
kapsayıcıdır. Şüphesiz eğitim, bilmek ve öğrenme ihtiyacından doğmuştur. Bu
ihtiyaç, eğitimin yaşamımıza metodolojik olarak aktarılmasını gerekli
kılmıştır. Bu bağlamda, basamak, basamak periyodik olarak, eğitim sistemleri
geliÅŸtirilmiÅŸtir.
YAŞAMIN KENDİSİ
DE ÖĞRETİCİDİR
Okul öncesi, ilk, orta, lise, üniversite ve lisansüstü
gibi kavramlar aşamalı olarak bu basamakları ifade eder. Günümüz insanının
yaşamının büyük bir bölümü eğitim-öğretim etkinlikleriyle geçer. Bizatihi
yaşamın kendisi de öğreticidir. Yaşamın geçmişte olduğu gibi, bugün de
zorlukları, aşılması gereken engelleri vardır.
Günümüzde en önemli engellerden biri
çalışanların düşük gelir düzeyi ve kapitalizmin ürünü olan işsizliktir.
Edinilen bilgiler, alınan iyi bir eğitim, yaşamı kolaylaştırdığı gibi, iyi bir
yaşam kalitesi ve konforu sunar. Günümüzün,
Eğitim-öğretim etkinlikleri, ülkelerin gelişmişliğine göre, kimi sıradan
yapılarda, kimi de ultra-modern derslik, laboratuvar, salon ve amfilerde
sürdürülmektedir. Ama asıl mekân, gerçeklere ulaşmamızın da kaynağı olan
doğadır.
*DOĞAL SEÇİLİM YASASI*
İlkel insan doğayı tanıyarak, edindiği yaşam
pratiklerini uygulayarak, uyum yeteneğini artırdı. *Doğal
Seçilim Yasası* Uyum sağlayanlar, yaşama devam eder. Uyum
sağlayamayanlar elenir. Doğanın en keskin kuralıdır. İnsan uyumunu gösterdi.
Yaparak, yaşayarak öğrendi. Kalıcılığını sağladı. Ateş yakmayı, çiziktirdiği
ilkel imleri yazıya dönüştürmeyi, mutasyonla gelişen buğdayı yetiştirmeyi,
hayvanları evcilleştirmeyi öğrendi. Öğrendiklerini kendisinden sonraki
kuşaklara aktardı. Bugün ulaştığımız gelişmişlik düzeyi, 2 milyon yıllık bir
deneyim ve bilgi birikiminin sonucudur. Yukarıdaki paragrafta sözü edilen,
eğitim dizgesinin temeli, Antik Yunan Uygarlığı tarafından atılmıştır. (İ. Ö.
700-750)
İlk eğitim birimleri *Skhol*
olarak adlandırılır. Fransızca ’da, *L’Ecole*,
İngilizce ’de, *School* şeklinde ifade
edilir. (Bizdeki ‘’Okul’ sözcüğü de "ekol" den "okul"
yapılmış, Cumhuriyet döneminde kavram olarak dilimize girmiştir.) Eski (Antik)
Yunan’daki eğitim etkinlikleri dönemin düşünürleri sayesinde ivme kazanmıştır.
Sokrates Okulu (İ.Ö. 470-399),
AKLIN GÜCÜNE KARŞI BAĞNAZLIK
Platon eski Grek Kahramanlarından Akademos’tan
esinlenerek, Akademia’yı hayata geçirir. (İ.Ö. 427-347) Ardından bu gelişmeleri, Aristotales’in Lykeion’u izler.
Pagan
(çok tanrılı) inanç sisteminin egemen olduğu dönemde eğitim-öğretim
etkinlikleri akılcı yönde ilerleyebilmiştir. Orta Çağda ise, eğitim- öğretim
etkinlikleri, tek tanrılı dinlerin baskısı altına girer. Artık aklın gücü
kenara itilmiş, bağnazlık egemen olmuştur. Bilimsel gelişmede durağan bir
sürece girmiştir. Toplumlar, monarşilerin katı taassubu ve baskısı altında
kalmıştır.
XII. ve XIII. Y.Y. da Batı’da pıtrak gibi
çoğalan üniversiteler, yeniden doğuşu (Rönesans’ı) tetiklerken, aydınlanma döneminin
başlangıcının habercisi oluyordu. Giderek, eğitimde karanlık çağın *İnan ki Anlayasın* skolastik zihniyetin yerini, *İnanmak İçin Anlamak Gerekir* Diyen akılcılık
kabul görmeye başlar.
GİZLENEN GERÇEKLERİ ÖĞRENMENİN
YOLU
Doğada olup bitenlerin akılla açıklanabileceği
(Rasyonalizm) düşüncesi, yeni bakış
açısı, yenidünya görüşü olarak, hızla yaygınlaştı. Gutenberg’in baskı makinesi
okumayı yaygınlaştırdı. O güne kadar gizlenen gerçekleri öğrenmenin yolu
açılırken, yeni bilgilere ulaşıldı. Bu gelişmeler, Batı Dünyası’na üstünlük ve
etkinlik kazandırdı. Osmanlı Sultanları müneccimlerle sorunlarına çözüm
ararken, Kopernik ve Kepler, göklerdeki gizemleri çözüp insanlığın hizmetine sunuyordu.
TARİHİN AKIŞI YAVAŞLATILSA DA
DURDURULAMAYACAKTIR
Her ne kadar bilimsel gelişmeler baş döndürücü hızla ilerliyorsa da, ülkemiz insanı bir yönüyle yakasına yapışan, ortaçağ zihniyetinden kurtulabilmiş değildir. Çıkarcı politikacı ve yöneticiler, yönetim erkini elinde tutabilmek ısrarını sürdürmektedir. 60 yılı aşkın bir süredir, ırkçı, bağnaz, gerici eğitimle karanlığı egemen kılmaya çalışmaktadırlar. Çabaları tarihin akışını yavaşlatsa da durduramayacaktır.
Hüseyin GÜN,Â
Emekli öğretmen, 2016_01_28
@ #ÖkkeşBölükbaşı © #medyagunebakis.com, #ToplumsalMuhalefet,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIÅž
Designed by TELMAR
BACK TO TOP