DOKUN ve BAK

Hayat biri olmadan diğerinin olmadığı bir yolculuktur.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

DOKUN ve BAK

‘Hayat biri olmadan diğerinin olmadığı bir yolculuktur.!’ 

Sergi Adı: DOKUN ve BAK

Sanatçı: Hülya Düzenli

Sergi Tarih: 27 Kasım  – 10 Aralık 2023

Yer: Sakarya Üniversitesi Sanat tasarım ve Mimarlık Fakültesi, 

Esentepe Kampusu

Açılış günü: 27 Kasım 2023 / Pazartesi

Açılış saati: 12.00

Sakarya Üniversitesi Sanat tasarım ve Mimarlık Fakültesi, 27 Kasım 2023, Pazartesi günü saat 12.00,  Esentepe Kampusu’nda Hülya Düzenli’nin “Dokun ve Bak” başlıklı sergisine ev sahipliği yapacaktır.

Ressam Hülya Düzenli, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Ana Sanat Dalı, Adnan Çoker Atölyesi, yüksek resim bölümünden mezundur.40 yılı aşkın süredir çeşitli sanat okullarında öğretim elemanı olarak çalışmış, yurt içi ve yurt dışında müzelerde canlı anlatımlar yapmış, iki yayın çıkarmış ve birçok sergiye küratörlük yapmıştır. Çeşitli sanat etkinlikleri düzenleyen, konferanslar veren Hülya Düzenli,  başta eşi ve çocukları olmak üzere birçok sanatçının bulunduğu geniş bir aileye sahiptir.

Sanatçının, Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinden fikir hakkını aldığı ‘Körler için Renk Alfabesi Buluşu’ bulunmaktadır.

Sanatçı bu sergide yer alan yapıtları hakkında şöyle bir açıklamada bulunuyor: “Bu sergi, Dünya Engelliler günü nedeniyle gündeme gelmiştir. 2016 yılında açtığım ‘Dokunarak Bakmak’ sergisiyle başlayan bir serüven Sakarya’da da devam ediyor. Körler için yaptığım Renk alfabesi çizgi ile rengin plastik ve psikolojik özelliklerinin örtüşmesiyle oluşmuştur. Benim için o günden beri renk ancak böyle ifade edilen bir olgudur ve apriyorik olarak edindiğimiz birçok bilginin değişmesi demektir: Giderek geliştirdiğim Körler İçin Renk Alfabesi görme ediminin göz değil parmak uçlarımızla da olabileceği üzerinden yola çıkılarak yapılmıştır. Renk ışıksız bir ortamda da algılanabilir mi? Sorusuna cevaptır. Yitirdiğimiz algı araçlarını yeniden kazanmamıza ilişkin bir uyarıdır. En önemlisi insanın insanla empati-duygudaşlık yaparak duyarlılıklarını geliştirebileceğine dair bir yaklaşımdır. Hayat biri olmadan diğerinin olmadığı bir yolculuktur. Bu yolculuğu umutlu, mutlu, deneyimsel ve zengin kılmak için alfabemiz genişleyebilir.      

Hayata dahil oldum sanata döndü.!  

Sanata dahil oldum hayata döndü.!”

Görmeyen kişiler için zor olan nedir? Şüphesiz soyut kavramlardır. Renk soyut bir kavramdır ve kabarık bir çizginin yürüyüşü ile her renge bir ‘kod’ oluşturdum. Örneğin yatay bir kabarık çizgi mor, yatay bir kabarık kırık çizgi sarı olur. Bu kabarık çizgileri takip eden parmaklar, o kodu bildiğinde o rengi algılayacaktır, dokunarak bakmayı gerçekleştirecektir.

Türkiye ve Avrupa Birliği fikir haklarına sahip olduğum ‘’Körler İçin Renk Alfabesi’’ görmeyenlere dokunarak baktıklarında rengi gösterir. Görenler de dokunarak baktıklarında görmeyenlerle duygudaşlık yapabilirler. Hayat budur yani sanat.! Benim resimlerimde, renk alanları kabarık çizgilerden oluşan, görmeyenler için yarattığım renk kodlarıyla tanımlanır. Sanat budur yani hayat.!

Derin sevgi ve saygılarımla…”

 

Halen online ve yüz yüze olarak,  Hülya Düzenli Sanat Atölyesi’nde sanat tarihi, konsept yönetimi, resim ve portfolyo atölyeleri yönetmekte, sanat ve kültür gezileri yapmakta, çalıştaylar yönetmekte ve kişisel sanat çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.  

 

EK BİLGİ

QR ANLATIM İÇİN NOTLAR:

Görme engelliler için yarattığım renk alfabesi nasıl ortaya çıktığını anlatmak isterim.

Her şey bir dostumun Körler için destek amaçlı, bir sergi istemesiyle başladı. Bu proje için destek vereceğimiz kör çocuklara eğitim verilen bir okula gittim. O gün gözlerimi kapatıp, duvarlarda bulunan kabartmalara dokundum. Ve birden gördüğümü göremez oldum. 

Atölyeme kapandım ve kör bir insan için neyin zor olacağını düşündüm. Kavram, kavramı algılamak ve kavramı anlatmak zor olmalıydı…

Renk bizlerin fiziksel olarak somutladığı, kimyasal olarak oluşturduğu, madde haline getirdiği bir kavramdır. Ve ancak ışık varsa görülebilir. Parmaklarımızla görmek için ise; ışığa ihtiyaç yok. O halde dokunarak oluşturacağım kodlar aracılığıyla görebilirlerdi...

Çizgiyi kabarık hale getirerek ve rengin yarattığı etkiler ile çizginin yarattığı etkiler arasında yapacağım bir eşleştirme onlara ulaşmamı sağlayabilirdi. Her renk için kabarık bir çizgiyle bir tanım ortaya koydum. Örneğin dikey kabarık bir çizgi yeşili, eğik kabarık bir çizgi kırmızıyı, yatay kırık bir çizgi sarıyı, yatay eğri bir çizgi maviyi, vb. 

Resimlerde renk alanları böyle olunca, gören ya da görmeyen izleyici, ışıkta ya da karanlıkta dokunarak bu kodlar aracılığıyla tanımlanan renkleri algılayabilirler.

Renk algısı, biçimden bağımsız niteliksel bir unsur olmalıdır.   

Rengin insan davranışları açısından etkileri, hem sanatın hem bilimin araştırmaları içinde yer almıştır. Renk üzerine farklı yaklaşım ve araştırmalar, sanatlarla bilimi hatta ekonomi, sosyoloji ve psikolojiyi birleştirir. 

Ağacın yeşil olduğu bilgisi sanatçının onu mor ya da kırmızı yapmasıyla değişecektir. Öğrenilmiş olan bu gerçeklik, nesnenin bilinçte canlanan duyusal özelliğidir. O halde kırmızı renk, yalnız kırmızı rengin kendisidir. Renk ve renk değerleri öğrenilmiş, deneyimlenmiş, bilgisinden sıyrılarak, rengin saf fenomenine, kavramına ulaşıldığında; rengi, her birey farklı olarak algılayacaktır.

Renk sadece “optik” bir duyum mudur?  Eğer optik bir duyumsa, dokunsal görmenin yerini alabilir mi? Bir göz uygarlığının ötesinde bambaşka imkânlar yok mudur?  Renkler görülmeden sadece dokunmakla hissedilebilir mi? Parmak uçları, avuçlar hangi iz ve kıvrımla hissedebilir bu duygulanır mı? Sevinç, hüzün, coşku, melankoli sadece dokunularak, renklerin parıltısı olmadan iletilebilir mi?

İnsanlık tarihinin neredeyse tümünde renk algısına ilişkin Optik bir egemenlik düşünüldüğünde renk, hatta tüm görüntülerin iki boyutlu düzlem üzerinden algısı,  görsel bir dokunsallığı hedeflemiştir. Yani bir yanılsama...

“Dokunarak Bakmak” göze bağlı bir estetik deneyimin ötesindeki yeni potansiyeller sunar.  Benim resimlerim aracılığıyla ortaya çıkan Körler İçin Renk Alfabesi; renk algısının öğrenilmiş anlamlarını değiştirmek içindir: Renkleri alışılagelmişin dışında dokunarak anlamaya çalışmak mümkün müdür?

Kabarık çizgilerden oluşan doku, çizginin yönleri aracılığıyla hissedilebilir. Çünkü çizgi de tıpkı renk gibi dikey, yatay, eğik, kıvrık, eğimli olduğunda farklı duygular yaratır. Durgun, sessiz, ağırbaşlı, heyecanlı, coşkulu, parlak, kızgın, vb…  O halde her renk için seçilmiş kabarık bir çizginin farklı yön ve açılarla oluşturduğu doku, farklı algılamalara, duygusal geçişlere neden olabilecektir.

“Renk alanlarını hissetmek ile rengin kendisini görmek aynı değildir. Her rengin, kimyasal, fiziksel, plastik, estetik, psikolojik, sosyolojik, sembolik, kültürel anlam ve etkileri bulunmaktadır. Rengin bu özelliklerinin algılanması için temel renkler ile siyah ve beyaz için, tanımladığım farklı kabarık çizgilerden oluşan kodlar aracılığıyla ‘Körler İçin Renk Alfabesi’ doğmuştur. 

Renk Alfabesi, 11.12.2017 de TC. Kültür Bakanlığı tarafından 91930458-120-(2017/04483) /E.2017-OE-541815 sayı ve 2017 04483 tescil numarası ile “Renk Alfabesi” olarak tescil edilmiştir.  22.06.2018 de DM/101 473 tescil numarası ile Avrupa Birliği tescili alınmıştır…”  

  Hülya Düzenli

@ #ÖkkeşBölükbaşı © #medyagunebakis.com, #ToplumsalMuhalefet

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP