Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
'SIFIR SORUN' POLİTİKASI BAŞARILI OLDU MU.?Türkiye'yi Komşularıyla Sorunlu İlişkilerinden Kurtarma, Bölgesel İşbirliği Yoluyla Gerginliklere Çare Bulma Ve Reaktif Yerine Proaktif Politikalar İzlemeye Ne Oldu.?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Komşularla Sıfır Sorun" politikasının "Başarılı" olduğunu vurgulayarak, bu ilkenin Türk dış politikasının ana ilkelerinden olmaya devam edeceğini bildirdi.Davutoğlu, Foreign Policy Dergisi'nde dünün tarihiyle yayınlanan makalesinde, "Geçtiğimiz 10 yılda Ortadoğu dramatik şekilde değişti. Ancak hükümetimizin dış politika felsefesi aynı kaldı. Özellikle, "Komşularla Sıfır Sorun" prensibi canlılığını korudu, bölgemizin karşı karşıya olduğu sıkıntıların çözümünde çok daha kullanışlı IRAK SAVAŞI "TALİHSİZ..." "Türkiye'yi Komşularıyla Sorunlu İlişkilerinden Kurtarmak", "Bölgesel İşbirliği Yoluyla Gerginliklere Çare Bulmak" Ve "Reaktif Yerine Proaktif Politikalar" izlemek olduğunu anlattı.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN DIŞ
POLİTİKA BAŞDANIŞMANI OLDUĞUMDA..." Davutoğlu makalesinde, Erdoğan'ın danışmanı olduğunda, dış politikanın altı prensip üzerine kurulmasını önerdiğini vurgulayarak, bunları şöyle sıraladı:
* Güvenlik ve özgürlük arasındaki
denge
Bu prensip çerçevesinde, "Komşularla Kronik Sorunların Türkiye'nin Dış Politika Ajandasına Hükmetmekten Çıktığını" belirten Davutoğlu, böylece Türkiye'nin enerjisini komşularla sorunlardan, bölgesel ve uluslararası konulara aktarabildiğini ifade etti.
Davutoğlu, "Böylece Türk halkı komşularının bir problem ve potansiyel tehdit olmaktan çıkıp, işbirliği ve ortaklık alanına kaydığını görmeye başladı. Demokratik protestolar Ortadoğu'yu sarsmaya başladığında ise, bizim yeni kavramsal çerçevemizin geçerliliği bir kez daha doğrulandı" dedi.
"Ya bu baskıcı yöneticilerle ilişkilerimizi koruyacaktık ya da temel demokratik hakları sağlamayı amaçlayan halk ayaklanmalarını destekleyecektik. Bu ayaklanmalar, yıllar içinde dikkatle oluşturduğumuz bizim yeni dış politikamızın kavramsal temeline de bir meydan okuma oluşturuyordu. Türkiye, Suriye konusunda ikinci alternatifi seçerek, pek çok uzmanın ‘Komşularla Sıfır Sorun Politikası Terk Edildi’ ya da daha basit anlatımıyla, ‘çöktü’ demesine neden oldu.
Dış politikamıza yönelik pek çok eleştirinin ‘sıfır sorun’ prensibini en basit şekliyle yorumladığı ortaya çıktı. Tabii eğer masum insanlara yönelik rejim çıkışlı şiddeti görmezden gelmemizi ve bu idealimizi tüm maliyetine rağmen devam ettirmemizi önermiyorlarsa..."
BÜYÜK DIŞ POLİTİKA VİZYONUNU
KAÇIRIYOR"
Davutoğlu, "Komşularla Sıfır Problemin Teyidi Ancak Bunun Diğer Prensiplerle Birleşmesi İle Olur" ifadesini kullandı. Arap Baharı söz konusu olduğunda, sıfır sorun prensibinin, güvenlik ve özgürlük arasındaki denge prensibiyle birlikte ele alındığına dikkat çeken Davutoğlu, bu çerçevede "Ne Sıfır Sorun Politikasının Başarısız Olduğunu, Ne De Türk Dış Politikası Prensiplerinin Reddedildiğini" bildirdi.
Davutoğlu, "Aksine, bizim komşu bölgelere yönelik dış politikamıza rehber olmaya devam ediyorlar. Sıfır sorun politikasına dar bakışla odaklananlar, Türkiye'nin büyük dış politika vizyonunu kaçırıyorlar" ifadesini kullandı. Türkiye'nin, demokratik haklarını isteyen halkların yanında yer aldığını hatırlatan Davutoğlu, "Komşularla sıfır soruna verdiğimiz önem, bizi cesur pozisyonlar almaktan alıkoymadı" dedi.
Davutoğlu, "Sıfır sorun vizyonunun bugünkü anlamı, bizim bölgedeki halkların kalpleri ve ruhlarıyla bizi yabancılaştıracak kararlar almamıza engel anlamına geliyor. Eğer bu barış vizyonuna yönelik en büyük tehdit insanların temel haklarını baskı yoluyla yok sayanlardan geliyorsa, sessiz kalamayız. Eğer bugün baskıya karşı durmazsak, gelecek nesiller karşısında saygınlığımızı koruyamayız" dedi.
Davutoğlu, "Bölgemizdeki Toplumların Yeni Engellerle Bölünmesine İzin Veremeyiz. Bu Bariyerler, Bizim İşbirliği Ve Entegrasyon Arayışımızda Da En Büyük Engellerdir" ifadesini kullandı. Davutoğlu, makalesini şöyle sonlandırdı; "Mevcut bölgesel değişim hiç şüphesiz acılı olacaktır. Ancak Türkiye, çok boyutlu dış politikasını sürdürecek ve yeni diplomatik değerlerini komşularının bu zor süreci geçmesine yardım için kullanacaktır.
Bu rolü üstlenmek Türkiye için tarihi bir sorumluluktur; Biz, bölgesel düzenin ancak halkların onur, özgürlük, iyi yönetişim ve siyasi sistemlerinde seslerini duyurmaları ile inşa edileceğine inanıyoruz. Bu bölgesel dönüşüm bittiğinde, biz de bölgesel bütünleşme için çalışmayı, ‘Komşularla Sıfır Sorun’ prensibi ruhuyla sürdüreceğiz. Bu prensip, uluslararası toplumun sorumlu bir üyesi olarak, bizim dış politikamızı şekillendirmeye devam edecek." @ Medya Günebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 - okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 - okkesb61@gmail.com,
AHMET DAVUTOĞLU VE SIFIR SORUN POLİTİKASISon dönemde Türk Dış Politikası, çoğu çevrelerce, büyük bir atılım gerçekleştirmiştir. Bu atılımın şüphesiz en büyük mimarı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’dur.
Göreve getirildiğinden bu yana, Ankara’da göremediğimiz “seyyah bakan” başta Ortadoğu olmak üzere, Avrupa’dan Afrika’ya, Asya’dan Amerika’ya her yere ayak basmıştır sanırım. Sürekli diplomatik temaslar kuran, Dünya gündeminde meydana gelen her gelişmeye karşı olumlu olumsuz bir tepki geliştiren, bir bakan olarak Türk Siyasi hayatında önemli bir noktadır.
Ahmet Davutoğlu. Son dönem Türk Dış Politikasını, daha önceki mevkidaşları gibi belirli bir sınıra koymamış, olabildiğince geniş bir hareket alanına sahip olmak için uğraşmış, uğraşmaya da devam etmektedir. Göreve geldikten sonra sıkça duymaya alıştığımız, “Sıfır Sorun Politikası”, aynı zamanda en önemli eseri olan “Stratejik Derinlik” gibi kavramları siyasi hayatımıza kattı desek yanılmış olmayız sanırım.
Ahmet Davutoğlu’na göre, Stratejik Derinlik’te de bahsettiği gibi, siyasi ve sosyal hayat bir nehirdir ve insanlık için atılan bütün adımlar bu nehrin oluşmasını sağlar. Bu temel düşünce, aslında Davutoğlu’nun genel perspektifini görmek açısından yeterlidir. Akademik yaşamı boyunca elde ettiği teorik bilgi ve deneyimleri, yaklaşık 5 yıldır siyasi hayatında tatbik etmeye çalışmaktadır. Davutoğlu’nun siyasi düşüncesi, hem siyasi muhalefet hem de yazılı ve sözlü basında çeşitli eleştirilere maruz kalmaktadır. Eleştirilerin temeli ise, Davutoğlu’nun güttüğü politikaların amacının bir “Cihan Devleti” oluşturma çabasında olmasıdır.
Kimi köşe yazarları biraz daha ileri giderek, Davutoğlu’nun ütopyalarının, Dış İşleri Bakanlığı koltuğunda uygulama alanı bulduğunu dile getiriyor. 2007’den sonra geliştirilen vizyonlar ve politikaların da bu doğrultuda olması bu yazarları haklı çıkarıyor. Türkiye’nin son on yılda elde ettiği siyasi başarılarından söz etmek mümkündür. Ancak bu başarıların, başarısızlıkları gölgelemesi de mümkündür. Davutoğlu’nu savunanların inancı ise, bugüne kadar elde edilmemiş bir ivme yakalayan bu değerli akademisyenin, yanılmayacağı ve geliştirilen vizyonların Türkiye için bulunmaz nimetler olduğudur. Ahmet Davutoğlu, kendisine yöneltilen eleştirilere genellikle akademik perspektifiyle uygun cevaplar vermektedir.
Türk Dış Politikasına ivme kazandırdığı doğrudur ve bunu tamamıyla şahsi bilgi ve becerileriyle yaptığı da doğrudur. 2009’da Davos’tan sonra, 2010’da Mavi Marmara’dan sonra ve şu sıralar RF-4 Uçağı’dan sonra uyguladığı akil politikalar ortadadır. Kriz yönetimi konusunda ki başarılı duruşu takdire şayandır. Ancak Umumi Devlet Politikası’nda ne derece başarılı olduğu su götürür. Geldiği günden bu yana hep dile getirdiği ve en çok uygulamak istediği politikası, sıfır sorun politikası, uzun dönemde ne yazık ki hiç bir fayda gösterememiştir. Ne yazık ki diyorum çünkü her ne olursa olsun bu ülkenin bakanıdır, bu söylemimden iktidar yanlısı, daha popüler ifadeyle yandaş, yaftası yemek istemem. Geri dönecek olursak, aslında ilk başlarda sıfır sorun politikası hem devletçe hem milletçe benimsenmiş ve iyi de bir uygulama alanı bulmuştur.
Bu kapsam da en sorunlu komşumuz olan Ermenistan’la bile karşılıklı mutabakatlar imzalanmış, sorun çözümü için adımlar atılmaya başlanmıştır. Benzer şekilde, 1999’da savaşın eşiğine geldiğimiz, manidar şekilde bugün de aynı eşikteyiz, Suriye ile dostluk anlaşmaları, ekonomik ilişkiler vs. geliştirilmiştir. Irak ile, özellikle Kuzey Irak bölgesel yönetimi lideri Mesut Barzani ile ilişkiler geliştirilmiş, terörün sonu için girişimlerde bulunulmuş, İran ile hem ekonomik hem de siyasi ilişkiler geliştirilmiş, nükleer pazarlıklar yapılmış, İran’ın global Dünya’ya entegrasyonunu sağlama görevi de yürütülmüştür. Ancak bu politika, uzun dönemde başarılı olamamıştır. Hem Ermenistan hem Suriye hem İran hem de Irak ile bugün sorunlarımız eskisinden de fazladır.
Ermenistan geçtiğimiz günlerde, kardeş ülke Azerbaycan ile savaşa tutuşmuş, Suriye, Türk keşif uçağını düşürmüş, İran ile ekonomik anlaşmalar askıya alınmış ve karşılıklı bir karalama kampanyası yürütülmeye başlanmıştır, Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Türkiye’de gayrı resmi mülteci konumundadır. Görüldüğü gibi sıfır sorun politikası aslında yalnızca sorun getirmiştir. Bu eksende Ahmet Davutoğlu’nun da siyasi yaşamı sorgulanmaya başlamıştır. İlerleyen dönemlerde Davutoğlu’nun bu meyanda neler yapacağı ve bu krizi de iyi yönetip yönetemeyeceği merak konusudur… @ Medya Günebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 - okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 - okkesb61@gmail.com,
KOMŞULARLA SIFIR SORUN POLİTİKAMIZGerçek anlamda kalkınma ve gelişmenin ancak sürekli barış ve istikrar ortamında mümkün olabileceğini bilen Türkiye, bu hedefe ulaşılmasını dış politika vizyonunun merkezine oturtmuştur. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder
Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”
şiarının da doğal bir gereği olan bu yaklaşım, çağdaş bir sorumluluğun ve
insancıl bir dış politika görüşünün doğal sonucudur. Nitekim köklü sorunların bulunduğu bölgemizde önemli görüş farklılıklarına sahip birçok ülkenin nadir ortak paydalarından biri, Türkiye’ye duydukları güvendir. Keza Türkiye’nin ekonomik kalkınma ve demokrasi alanında kaydettiği mesafe de dış ilişkilerdeki hareket sahasını ve etki gücünü artırmıştır. Bu durum, Türkiye’nin bölgede oynadığı kararlı ve yapıcı dış siyaseti daha da ihtiyaç duyulur ve aranır hale getirmiştir. Nitekim Türkiye bugün artan imkan ve kabiliyetlerinin ve bunun kendisine yüklediği sorumlulukların bilinci içinde tepkisel değil ön alıcı, tek boyutlu değil çok boyutlu, gelişmeleri izleyen ve ona göre tutum belirleyen değil inisiyatif alarak gelişmeleri düzenleyen, sonuç odaklı, pragmatik, gerçekçi ve belki de en önemlisi vizyoner bir dış siyaset izlemektedir. Herkes için güvenlik, siyasi diyalog,
karşılıklı ekonomik bağımlılık ve kültürel uyum bu vizyonun temel yapı
taşlarıdır. Türkiye’nin nihai tahlilde ulaşmak istediği nokta, yakın
çevresinden başlayarak bir barış ve istikrar kuşağı yaratmak suretiyle tüm
ülkelerin refah içinde yaşayabilmeleri ve aralarındaki entegrasyon düzeyini en
ileri seviyeye taşımalarıdır. Ancak, bazı konularda çözüme bugünden yarına ulaşılamayacak olması, bu sorunların –ki ne kadar girift ve derin olurlarsa olsunlar- çözümü için yapıcı adımlar atılması ve bu yönde aktif çaba sarf edilmesi ihtiyacını ortadan kaldırmamaktadır. Bu yönde hareket edildiğinde ise sorunlar hemen çözülmese dahi, nihai çözümleri için elverişli ortamlar eninde sonunda yaratılabilmektedir. İşte Türkiye de bu anlayışla komşularıyla
sorunlarını dondurmak ve hatta bunlardan çıkar sağlamak gibi bir anlayışı
reddetmekte, aksine sorunların barışçı yollardan kazan-kazan yaklaşımı
doğrultusunda çözülmesi için aktif çaba gösterilmesini ilişkilerinin dokusuna
enjekte etmektedir.
@ Medya Günebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 - okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 - okkesb61@gmail.com,
|
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP